Davacı, kredi borcu nedeniyle taşınmazının satış aşamasına geldiğini, davalı oğlunun borcunu ödeyerek teminat olarak taşınmazı satın aldığını ancak bunun hileli davranışların sonucu olduğunu iddia ederek kaydın iptalini ve adına tescilini istemiştir. Mahkeme, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacı yemin deliline dayanmıştır ve yemin delili kullandırılması engellenemez. İnançlı işlem iddiasına dayandığından, yazılı belgenin sunulması zorunlu değildir. Hüküm, oy çokluğuyla bozulmuştur.
H.U.M.K.'nun 290. maddesi gereği senede bağlı bir işlem ise, hüküm ve kuvvetini azaltmak için yapılan işlemlerin senetle veya başka bir yasal delille kanıtlanması zorunludur. Ancak, yemin delili dava dilekçesinde açıkça veya diğer delillere denilmek suretiyle kullanıldığında kullandırılması engellenemez. Yemin delili, H.U.M.K.'nun 337 ve devam maddelerinde de düzenlendiği gibi yasal delil ve ispat aracı olarak kullanılabilir. İnanç sözleşmesi ise Türk Hukuk Sisteminde kural olarak düzenlenmemiştir. İnançlı işlemler için öngörülen yazılı delil kuralının sadece ispat koşulu değil, geçerlilik koşulu olarak düşünülmesi gerektiği belirtil
![]()
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/6245 Esas 2008/8050 Karar Sayılı İlamı
DAİRESİ : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6245
KARAR NO : 2008/8050
KARAR TARİHİ :