Sanıkların, bir şirketteki paylarını devrederek ayrılmalarından sonra, yetkili oldukları dönemde 60.000 TL değerinde senet düzenleyerek, senedi anlaşmalı kişilere ciro ettirdikten sonra diğer sanığa vererek, kamu kurumu niteliğindeki bir kuruma 25. İcra Müdürlüğü aracılığıyla icra takibine konulmasını sağladıkları ve bu şekilde dolandırıcılık suçu işledikleri iddia edilmiştir. Dava sonucunda, sanıkların eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu düşünülerek, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği ancak böyle bir karar verilmediği için hüküm bozulmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-d maddesi, nitelikli dolandırıcılık suçunu düzenlemekte olup, sanıkların eylemlerine ilişkin değerlendirilmelerde bu maddeye göre hareket edilmesi gerekmektedir.