Davacı, mirasbırakanının dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak davalılara devrettiğini ve bu devir işleminin iptalini istemiştir. İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne karar vermiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetmiş ve davanın kabulüyle ilgili hüküm vermiştir. Ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydına ölü kişi adına tescil hükmü kurulamayacağı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve veraset ilamındaki payları oranında mirasçılar adına tescili kararlaştırılmıştır. Davalılar, muvazaanın kanıtlanamadığını ve satış işleminin gerçek olduğunu savunmuşlardır. Mahkeme, muvazaanın kanıtlanamadığı sonucuna vararak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, muvazaa türleri, saklı pay, mal kaçırma amaçlı temlik, iddianın ispat külfeti gibi konular açıklanmıştır. Kanun maddeleri olarak Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi kararda yer almaktadır.