Bu davada davacı, amcasının oğlu olan ve bir dönem maddi imkansızlık içinde olan birisinin, ona verdiği vekâletname kullanılarak maliki olduğu taşınmazların payının vekilin kardeşine satış suretiyle temlik edildiğini iddia ederek, tapu kayıtlarının iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalı ise iddiaları reddederek, paylarını bedelini ödeyerek satın aldığını belirtmiştir. Dava, ilk olarak ehliyetsizlik iddiası nedeniyle reddedilirken, temyiz sonucunda bozulmuş ve sonuçta davacının paylarının satışı hakkındaki iddiası yeterince araştırılmadığı gerekçesiyle davacı lehine karar verilmiştir. Hüküm sonucuna göre, taşınmazların bedelinin düşük olması ve davalı payının açık nispetsizlik olması nedeniyle dava kabul edilmiştir. Mahkeme kararı, HMK'nin 297/2. maddesi ve HUMK'nun 388/son madde hükümleri gereğince istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini belirtmektedir.