Kararda, sanığa basit zimmet suçundan mahkumiyet kararı verildiği belirtiliyor. Ancak, suç tarihi ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği ve bu nedenle hükmün bozulmasına karar verildiği belirtiliyor. Sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği ifade ediliyor. Kanunlar açısından, CMK'nın 260/1. maddesi gereği zimmet suçundan zarar gören Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkına sahip olduğu, CMK'nın 237/2 ve 3628 sayılı Kanunun 18. maddelerinin verdiği yetkiye dayanarak Hazinenin katılma isteminin kabul edildiği ve incelemenin sanık müdafin mahkumiyet hükmüne, katılan Hazine vekilinin ise vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılacağı belirtiliyor. Ayrıca, suçun temas ettiği 765 sayılı TCK'nın 202/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Yasanın 102/3 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 10 yıllık asli ve 15 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, ancak bu nedenle hükmün bozulmasına karar verildiği ve sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düştüğü belirtiliyor.