Bu mahkeme kararı, bir sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyetine dairdir. Ancak, kararda yapılan bir dizi hukuki inceleme sonucunda kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. İlk olarak, suçun işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte olan TCK maddesi ile sonrasında yürürlüğe giren CMK maddesi arasındaki çelişkinin çözümü üzerinde durulmuştur. Anayasa Mahkemesinin buna dair bir iptal kararı olduğu ve bu kararın geriye yürümeyeceği belirtilmiştir. Ancak kararın ceza miktarını dörtte bir oranında düşürdüğü ve sanık lehine olduğu düşünüldüğünde, bu hükmün uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır. İkinci olarak, suçun işlendiği tarih öncesinde açılmış başka bir dava olup olmadığı, varsa bu davanın sonucunun araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Sonrasında, bu suç nedeniyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın yükümlülüklerini ihlal ettiği tespit edilirse, suç tarihi itibarıyla uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu bağlamda, TCK'nın 191. ve 7. maddeleri ile CMK'nın 223., 251. ve 7188 sayılı Kanunun 24