Davacı, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklandıktan sonra, yapılan yargılama sonucunda beraat etti. Bu süreçte gözaltında ve tutuklu olarak kaldığı günler nedeniyle, tazminat talebinde bulunmuştur. Yerel mahkeme, davacının talebinin kısmen kabulüne hükmetmiş ve davalı hazineden 2.050,88 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın davacıya verilmesine karar vermiştir. Davacının daha yüksek tazminat talepleri ise reddedilmiştir. Davalı ve davacı vekilleri, tazminat miktarına ilişkin hükme katılma yoluyla temyiz başvurusunda bulunmuşlardır. Yargıtay, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı günlerin diğer hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği konusunda açıklama isteyerek, yerel mahkemenin kararını bozmuştur. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi için, davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği hususu açıklığa kavuşturulmalıdır.
- Tazminat talebinin dayanağı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 142. maddesinde öngörülen süre içinde açılan ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu bir dava olduğu belirtilmiştir.\n- Temyiz kesinlik sınırı 4.270,00 TL olduğu için, davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının bu sınırın üzerinde olması nedeniyle hükmün davalı açısından kesin olmaması, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine neden olmuştur. \n- Davacının gelir kaybı miktarı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenen net asgari ücret üzerinden hesaplanacak ve 2.050,88 TL olarak ödenecektir.\n- Davacının daha yüksek tazminat talepleri reddedilmiştir.