Davalı, taşınmazları satın alarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapu kaydını alıyor. Davacı, tapu kaydının iptali ve miras payının tescili istemiyle dava açıyor. Mahkeme, davayı kabul ederek parsellerin tapu kayıtlarının iptal edilmesine ve taşınmazların 32 hisse olarak paylaştırılmasına karar veriyor. Davalı temyiz ediyor. Ancak Yargıtay, tapuda kaydı davalı adına olan taşınmazların 3. kişi durumunda olduğunu ve davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını belirtiyor. Bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini ve mahkemece esasa girilerek hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu vurguluyor.
Maddi Hukukun Uygulanmasına İlişkin Usul Kanunu'nun 103. maddesi gereğince, davacının açmış olduğu dava, hukuken kabul edilmeyen bir davaydı. Ayrıca Türk Medeni Kanunu'nun 701. ve 702. maddelerine göre, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmadığından, her birinin taşınmazın tamamı üzerinde payı mevcut olduğundan, 3. kişiye karşı miras payına yönelik dava açılması mümkün bulunmamaktadır.