Davacı vekili müvekkilinin murisi tarafından yapılan vasiyetnamenin iptal edilmesi için dava açmıştır. Vasiyetnamenin düzenlendiği sırada murisin fiil ehliyetinin yerinde olmadığı ve vasiyetname düzenlenirken usul ve yasaya aykırı işlemler yapıldığı iddia edilmiştir. Birleşen davada ise, dava konusu taşınmazların sonradan ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devredildiği ve bu işlemin muvazaalı olduğu ileri sürülmüştür. Mahkeme, vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeniyle iptal edilmesine gerek olmadığına karar vermiş, ancak birleşen davadaki talep için yeterli inceleme yapılmadığı gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Vasiyetnamenin usul ve yasaya aykırı olarak düzenlendiği ve kanunun belirlediği şekle uyulmaması nedeniyle iptal edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. HUMK.nun 388 ve 389.maddeleri (HMK.nun 297/....maddesi) gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (kanun maddeleri detaylı olarak açıklanmamıştır).