Davacı, okuma-yazma bilmeyen bir kişi olarak, dava konusu taşınmazdaki payını yeğeni olan davalıya 12.000 TL karşılığında satmıştır. Ancak güvenerek taşınmaz bedelini almadan devir işlemlerini gerçekleştirmiştir. Daha sonra davalının ödeme yapacağı sözüyle kandırılmış olan davacı, taşınmaz bedelini istediğinde sadece 1.800 TL ödeme almıştır. Davacı tapu kaydının iptali ile devrettiği payın adına tescilini ve taşınmaz bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ise satış bedelini tamamen ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme öncelikle davalının taşınmaz bedelini tamamen ödemediği gerekçesiyle davacının alacak talebine yönelik davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay, taraflar arasındaki asıl çekişmenin satış bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığını ve resmi senette satış bedeli ödenmediği takdirde taşınmazın mülkiyetinin iade edileceğine dair bir ihtirazi kayıt yapılmadığı için davacının alacak iddiasının dinlenemeyeceğini belirtmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı bozulmuş ve davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 246