Davalılar malik oldukları taşınmaza davalıların muvafakatiyle bina yapan davacıya temliken tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davalıların karşı dava açarak binaların kendilerine aidiyetini istemelerine karar vermiştir. Dairece, temliken tescil isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu ancak davalıların (karşı davacıların) davalarının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkeme, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda elatmanın önlenmesi davasının kabul edilmesine ve yıkım olmazsa en az levazım bedelinin tazmini suretiyle karşı davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, yapıların yıkımının aşırı zarar doğurmayacak nitelikte olduğu belirlendiği için davalıların yıkım sonucu ortaya çıkan levazımı alıp götürmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Mahkemece kaim değeri karşılığında binanın yıkımına karar verilmesi yasal dayanağı bulunmadığı için bedelsiz olarak yıkım kararı verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalıların temyiz itirazları yerindedir ve hüküm bozulmuştur. Kararda, Medeni Kanunun 995. maddesi hakkında da açıklamalar yapılmıştır.
Medeni Kanunun 995. maddesi, kötü niyetli zilyed (mala hukuka aykırı yolla el koyan kişi) fa