Mahkeme, sanığın uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığını belirledi. Ancak, sanığın suç tarihinden itibaren 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ve 67. maddesinin 4. fıkrasında öngörülen 12 yıllık uzatmalı dava zamanaşımı süresi dolmuştu. Bu nedenle, hüküm bozuldu ve sanık hakkındaki kamu davası, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesine dayanarak düşürüldü.
5237 sayılı TCK'nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi: \"Ceza süresi, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde veya uyuşturucu veya uyarıcı madde üretmek, satmak, satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya nakletmek veya uyarıcı madde üretmek amacıyla kullanılacak madde imal veya ithal etmek fiillerinden biri dolayısıyla işlenen suçlarda, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasıdır.\"
5237 sayılı TCK'nın 67. maddesinin 4. fıkrası: \"Bu maddede yazılı suçlara ilişkin dava zamanaşımı süresi, davanın açıldığı tarihten itibaren on iki yıl olup, bu süre, suç işlenmesinden itibaren işlemanyerin durması hâlinde başlar; bu koşullardan, kamunun belli bir kesiminin zarar görmesi hâllerinde, dava açılma yetkisi, kanunun öngördüğü, uzun zamanaşımı süresi için de geçerlidir.\"
![]()
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/2961 Esas 2022/10229 Karar Sayılı İlamı
DAİRESİ : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/2961
KARAR NO : 2022/10229
KARAR TARİHİ : 12.10.2022