Sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan davada mahkeme, sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetine hükmetti. Ancak, davaya katılma hakkı bulunan Hazine'nin usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma hakkının kullanılmasına imkan sağlanmadan yargılamaya devam edilerek hükümler kurulduğu belirtildi. Bu nedenle sanık hakkında TCK'nın 241. maddesi uyarınca tefecilik suçundan hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiği gözetilmedi. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 2015 tarihli iptal kararı nedeniyle TCK'nın 53. maddesi yeniden değerlendirilmeli denildi. Kanuna aykırı olan temyiz itirazları nedeniyle mahkeme kararının bozulması gerektiği sonucuna varıldı.
Detaylı kanun maddeleri şöyle: \n- CMK'nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde Hazine'nin davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği belirtildi. \n- TCK'nın 241. maddesi uyarınca tefecilik suçundan hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğine dikkat çekildi. \n- Anayasa Mahkemesi'nin 2015 tarihli iptal kararı nedeniyle TCK'nın 53. maddesi yeniden değerlendirilmeli denildi. \n- CMUK'nın 321. maddesi uyarınca mahkeme kararının kanuna aykırı olduğu ve temyiz itirazlarının yerinde olduğu sonucuna varıldı.
![]()
Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/5110 Esas 2021/485 Karar Sayılı İlamı
DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5110
KARAR NO : 2021/485
KARAR TARİHİ : 03.02.2021