Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir tefecilik davasında, sanığa yüklenen suçun cezasının zamanaşımına tabi olduğu ve zamanaşımının en son kesen sorgu işlemi ile hüküm tarihi arasında gerçekleştiği gerekçesiyle, verilen mahkumiyet hükmü bozuldu ve kamu davası düştü. Mahkeme, sanığın soyadının nüfus kaydına aykırı olarak yazılmasını ise yazım hatası olarak kabul etti. Kararda, tefecilik suçunun cezasının üst sınırı itibarıyla 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu ve bu suçu işleyen kişilerin, zamanaşımı nedeniyle yargılanmaktan kurtulabileceği belirtildi. Kanunlar açısından incelendiğinde, sanığın bu suçu işlediği tarih ile hüküm tarihi arasındaki sürenin dava zamanaşımını geçtiği sonucuna varılarak, kamu davasının düşürülmesine karar verildi. Bunun için de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 241/1. maddesi, 66/1-e maddesi ve 67/2. maddesi dikkate alındı.