Tapu iptali ve tescil davası, mirasçılar arasında paylaşılamayan bir taşınmazın dava dışı kişiye yanlışlıkla tamamının devredilmesi sonucunda açılmıştır. Davacı, yanlışlıkla yapılan bu işlemin iptal edilmesini ve taşınmazının mirasçılar arasında paylaştırılmasını talep etmiştir. Ancak davalı, taşınmazı dava dışı kişiden bedeli karşılığında satın aldığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Ancak, yargılama sırasında kanıtlanan yanılma ve muvazaa hukuksal nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Yargılama sırasında, TBK'nin 35. maddesi gereği hataya düşen tarafın sadece hatasıyla ilgili hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak iptal edebileceği ve verdiği şeyi geri isteyebileceği belirtilmiştir. Ancak, hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın da menfi veya maddi zararının ödenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Hata ya da muvazaa her türlü delille ispat edilebileceği ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde tek taraflı irade açıklaması veya def'i ya da dava yoluyla kullanılabileceği aktarılmıştır.
6100 sayılı HMK'nin 33. maddesi gereği, mahkemelerin olayları bildirmek, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin etmekle yükümlü olduğu vurgulanmıştır.
Sonuç olarak, davanın kabul edilmesine karar verilmesi doğru olmadığına ve kararın yargılama sırasında kanıtlanan nedenler nedeniyle bozulmasına karar verildiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı HMK'nin 33. maddesi \n- TBK'nin 35. maddesi \n- TMK'nin 2. maddesi \n- HUMK'un 428. maddesi