Hukukçular Yüksek Lisans Yapmalı Mı?
HUKUKÇULAR YÜKSEK LİSANS YAPMALI MI (GÖRÜŞ YAZISI)
I. Giriş
Ülkemizde, çeşitli nedenlerden dolayı yüksek lisans eğitimi almak tercih edilmektedir. Bu nedenler, akademik kariyer yapmak, uzmanlaşma isteği, gelecek kaygısı nedeniyle yeni bir iş bulma gibi, amaçlardan kaynaklanabilir. Özellikle hukukçuların son zamanlarda yüksek lisans eğitimine ilgi duyduğu gözlemlenebilmektedir. Bu çalışmada hukukçuların yüksek lisans yapması gerekip gerekmediği hakkında açıklamalarda bulunmaya gayret edilecektir. Ancak, mevzuatsal bilgilere detaylıca yer verilmeyecektir.
II. Genel Olarak Yüksek Lisans
Yüksek lisans hakkındaki düzenlemeler, 2547 sayılı Yükseköğrenim Kanunu’nda ve 20.04.2016 tarihli, 29690 sayılı “Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği “‘nde yer almaktadır. 2547 sayılı Kanun’a göre; lisansüstü, yüksek lisans ve doktora eğitimini kapsar[1]. Yüksek lisans; lisans öğretimine dayanan eğitim-öğretim araştırmalarının sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bir yükseköğrenim olarak tanımlanmıştır[2]. Yüksek lisans, tezli ve tezsiz olmak üzere iki türlüdür[3]. Öğretim elemanları ile öğrencilerin aynı ortamda bulunma zorunluluğu olmaksızın, uzaktan eğitim yöntemiyle de yüksek lisans yürütülebilir[4]. Uygulamada bazı üniversitelerin bu yöntemi tercih ettiği de görülebilmektedir. Mesela; Anadolu Üniversitesi, uzaktan eğitim yöntemiyle yüksek lisans yapmaya imkân tanımaktadır[5].
A) Başvurmak İçin Gerekenler
Yüksek lisansa başvurabilmek için, 55’den az olmamak üzere, senato tarafından belirlenen ALES puanına sahip olmak gerekir[6]. Ancak tezsiz yüksek lisansa başvurmak için, ALES puanı aranmayabilir[7]. Yükseköğretim kurumları (üniversiteler), sadece ALES puanı arayabileceği gibi, buna ek olarak lisans ortalaması, bilimsel sınav ve mülakat notunu da değerlendirebilir[8]. Nitekim uygulamada birçok üniversite, ALES puanının yanında yaptığı yazılı bilim sınavı puanlarını da dikkate almaktadır. Yazılı bilim sınavı yapmayıp, sadece mülakat yapan üniversiteler de bulunmaktadır. Başvuru için gereken kriterler, üniversiteler arasında değişiklik gösterebilmektedir.
III. Tezli Yüksek Lisans Programı
Tezli yüksek lisans süresi dört yarıyıl olup, en fazla altı yarıyıl sürer[9]. Tezsiz yüksek lisans süresi ise, iki yarıyıl olup, en fazla üç yarıyılda tamamlanır[10]. Tezli yüksek lisans, toplamda en az yedi ders, bir seminer dersi ve tez çalışmasından oluşur[11]. Seminer dersi ve tez çalışması, not üzerinden değil, sadece “başarılı” veya “başarısız” olarak değerlendirilir[12]. Uygulamada; iki yıllık tezli yüksek lisans süresinin ilk yılı, ders dönemi olarak geçmektedir. Bu yılda sadece ders alınmakta, derslere bağlı olarak ödev teslimi veya sunum şeklinde not değerlendirilmesi yapılmaktadır. İlk yılın sonunda ayrıca, seminer hazırlanarak teslim edilmektedir. İkinci yıl ise ders alınmamakta olup, sadece tez çalışması yapılmaktadır[13]. Akademik kariyer yapmayı planlayan kişilere, tezli yüksek lisans programlarını tercih etmeleri tavsiye edilir. Çünkü; doktora yapabilmek için, tezli yüksek lisans derecesine sahip olmak gerekmektedir[14]. Tezsiz yüksek lisans yapmış olanlar, doktora programlarına kabul edilmezler.
IV. Konu Hakkındaki Tavsiyeler
Doktrinde; yüksek lisans yapmanın isabetli olup olmadığı hakkında, yalnızca bir yazarın görüş bildirdiği görülmektedir. Yazar, bir konuda uzmanlaşmak veya akademik kariyer hedefleyen kişilerin yüksek lisansa başvurması gerektiğini belirtmiştir[15]. Günümüzde birçok öğrencinin yüksek lisansı bir zorunluluk olarak gördüğünü, bu durumun da nitelikli eğitim alınmasını engellediğini ifade etmiştir[16]. Yazarca bu duruma neden olan en büyük sebep, “ekonomik ve kariyer odaklı kaygılardan kaynaklanan hayattan kaçış olgusu” olarak görülmektedir[17]. Yazara göre; öğrenciler, mesleklerin zorlukları ile mücadele etme cesaretini kendilerinde bulamadıkları için, tekrar üniversitelere yönelmektedir[18]. Yazarın bazı ifadelerine katılmak mümkün olduğu gibi, bazı ifadeleri de kanımızca isabetli değildir. Yüksek lisans, bir alanda uzmanlaşmak ve akademik kariyer hedefleyenlerce yürütülmesi gereken bir süreçtir. Ancak, birçok öğrencinin yüksek lisans yapmayı tercih etmesindeki sebep, “ekonomik ve kariyer odaklı kaygılarla dolu hayatla mücadele etme cesaretsizliği”, değildir. Artık, bazı hukuk mesleklerindeki[19] ekonomik veya kariyer odaklı kaygılarla başa çıkmak, neredeyse imkansızdır. Bundan dolayı, birçok öğrenci kariyer değiştirme ve yeni bir iş bulma gayesi ile, tekrar üniversitelere girmektedir. Kanımızca bu bile öğrencilerin, yüksek lisans gibi zorlu süreçlerin içinde olmaya cesaret ettiklerinin göstergesidir.
Yüksek lisans ve doktora yapılabilirse, üniversitelerin akademisyen kadrolarına girebilme şansı ortaya çıkabilecektir. Maaş karşılığı yapılan ve gelecek kaygısının daha az olduğu akademisyenlik mesleği, öğrencileri cezbetmektedir. Ayrıca hukuk mezunlarının girebildiği sınavlarda başarılı olamayan öğrenciler, yüksek lisans ve doktoraya yönelebilmektedir. Günümüzde, hukuk mezunlarının girebildiği hâkim-savcı yardımcılığı sınavı, icra müdürlüğü sınavı, KPSS gibi sınavları kazanmak kolay olmadığı gibi, bu sınavlarda başarılı olabilmek için çalışmak dışında, referans da gerekebilmektedir. Haliyle geriye tek çare, yüksek lisans yapmak kalmaktadır. Kanımızca öğrencilerin yüksek lisansa yönelmesindeki en önemli sebepler bunlardır.
Hali hazırda avukat, hâkim ve Cumhuriyet savcısı olanların ise; stajlarını ve mesleğin ilk iki yılını geride bıraktıktan sonra yüksek lisans yapmayı düşünmelerinin isabetli olduğu belirtilmektedir[20]. Çünkü; doğru alanın seçebilmesi için, mesleğin birkaç yıl icra edilmesi ve farklı dosya türlerinin deneyimlenmesi gerekmektedir[21]. Bu şekilde davranılması, yüksek lisans sürecinde üzerinde çalışılan konuların kolay ve detaylıca öğrenilmesini sağlayacaktır[22]. Dünyanın önde gelen bazı üniversiteleri, yüksek lisansa başlamadan önce öğrencilerin mesleki deneyime sahip olmasını aramaktadır[23]. Bir alanda uzmanlaşmayı düşünen ve akademik kariyer hedefi olmayan kişiler için, söz konusu ifadelerin isabetli olduğu kanaatindeyiz. Zira bu kişilerin, iş bulma, gelecek kaygısı gibi dertleri olmadığından, belli bir alanda uzmanlaşma istekleri olabilir. Bu nedenle, hâkim veya Cumhuriyet savcılarının yüksek lisans yapması kendilerinin takdirindedir. Ancak, akademik kariyer yapmaya istekli değillerse, yüksek lisans yapmaları kanımızca gerekli değildir. Zira, bir alanda uzmanlaşmak için, yüksek lisans yapmak gerekmez.
Avukatların ve hukuk fakültesinden yeni mezun olmuş kişilerin ise, acilen yüksek lisans yapması gerektiği düşüncesindeyiz. Avukatlık mesleğinin kendi içinde çok fazla sorunu vardır. Bu sorunlardan birisi de gelecek kaygısıdır. Yüksek lisans yapmak, meslekten bir çıkış yolu olabilir. Bu nedenle özellikle genç avukatlar akademik kariyer yapmayı, istemeseler bile kanımızca düşünmedirler. Mesleki kıdemi yüksek olan avukatlar içinse, hâkim ve Cumhuriyet savcılarının yüksek lisans yapması hakkındaki düşüncelerimizi, tekrar ediyoruz. Hukuk fakültesi öğrencileri açısından bakıldığından bu kişiler, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HGMS) sınavını geçememeleri halinde, yüksek lisans düşünmelidirler. HGMS’de başarılı olan kişiler ise, avukatlık stajı başlatmak yerine hâkim-savcı yardımcılığı sınavı, icra müdürlüğü sınavı, KPSS gibi sınavları denemelidirler. Bu sınavlardan başarılı olamayanlar, yüksek lisans düşünebilir.
[1] 2547 sayılı Kanun, m.3/1/t.
[2] 2547 sayılı Kanun, m.3/1/t./1.
[3] Yönetmelik, m.4/1, Tezli yüksek lisansta tez yazılması gerekirken, tezsiz yüksek lisansta, tez yazma şekilde bir çalışma yapılmamaktadır.
[4] Yönetmelik, m.4/2.
[5] https://abp.anadolu.edu.tr/tr/akademik/yukseklisans, (Erişim Tarihi: 12.07.2025).
[6] Yönetmelik, m.5/1.
[7] Yönetmelik, m.5/2.
[8] Yönetmelik, m.5/4, Konservatuvar, doktora/sanatta yeterlik/tıpta uzmanlık/diş hekimliğinde uzmanlık/veteriner hekimliğinde uzmanlık/eczacılıkta uzmanlık gibi bölümler yönünden gereken şartlar farklılık gösterebilir. Çalışma hukukçulara yönelik olduğundan, bu hususlara değinilmeyecektir.
[9] Yönetmelik, m.7/1.
[10] Yönetmelik, m.12/1.
[11] Yönetmelik, m.7/2.
[12] Yönetmelik, m.7/2.
[13] Bu ifadeler herhangi bir mevzuatta yazmamaktadır. Uygulamada olan şekliyle anlatılmaya çalışılmıştır.
[14] Detaylı bilgi için bkz: Yönetmelik, m.15, 16.
[15] Arıtürk, Ramazan, “Müstakbel Hukukçunun Yol Haritası”, Seçkin Yayıncılık, 3. Baskı, Ankara, 2024, s.209.
[16] Arıtürk, Ramazan, s.209.
[17] Arıtürk, Ramazan, s.209.
[18] Arıtürk, Ramazan, s.209.
[19] Günümüzde avukatlık, mücadelenin neredeyse imkânsız olduğu mesleklere örnek verilebilir. Türkiye Barolar Birliği (TBB) verilerine göre Türkiye’de 200bine yakın avukat bulunmaktadır. Birçok avukat, ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı, başka mesleklere geçmektedir. Avukatlık mesleğinin sorunları, ise başka bir çalışma konusu olabilecektir.
[20] Arıtürk, Ramazan, s.209.
[21] Arıtürk, Ramazan, s.209.
[22] Arıtürk, Ramazan, s.209.
[23] Arıtürk, Ramazan, s.210.