Türk Bayrağı Kanunu, Türk Bayrağı Tüzüğü, Türk Bayrağı, 2893 sayılı Kanun, Avukat.
Av. Barış IŞIK Anısına…
TÜRK BAYRAĞI KANUNUNDAKİ YASAKLAR VE BAYRAK ÖRTÜLEBİLECEK YERLER
I. Giriş
2893 sayılı Türk Bayrağı Kanunu’nda ve Türk Bayrağı Tüzüğü’nde, Türk Bayrağının kullanım yasakları, bayrak örtülebilecek yerler, bayrağın direğe çekilmesi ve indirilmesi usulü, yasağa aykırı davranışlar ve yaptırımlar gibi konular düzenlenmiştir. Kanunda ve Tüzükte yer alan düzenlemelerin, ceza hukuku ile yakından ilgili olan kısımları da bulunmaktadır. Ancak konunun fazla genişleyebilecek olması nedeniyle, sadece kanun ve yönetmelikteki düzenlemeler üzerinde durulmaya gayret edilecektir.
II. 2893 Sayılı Kanun’daki Hükümler
24.09.1983 tarihli ve 18171 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2893 sayılı Kanun m.6 bayrak örtülebilecek yerleri; m.7 ise, bayrağın kullanımına ilişkin yasakları düzenlemiştir. 2893 sayılı Kanun m.6’ya göre; Türk Bayrağı, Cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin, şehitlerin ve yönetmelikte belirlenecek asker ve sivil kişilerin cenaze törenlerinde bunların tabutlarına, açılış törenlerinde Atatürk heykellerine veya resmi yemin törenlerinde masalara örtülebilir. 2893 sayılı Kanun m.7’ye göre ise; Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya uniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve yönetmelikte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz. Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. Bu Kanuna ve yönetmeliğe aykırı fiiller yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma yapılır.
2893 sayılı Kanun düzenlemelerin genel hatlarını belirledikten sonra, detaylı hükümleri Tüzüğe bırakmıştır (Sevinç, 2007:208). Türk Bayrağı Tüzüğü toplam 41 maddeden oluşmakta olup, Kanuna nazaran ayrıntılı hükümlere sahiptir (Sevinç, 2007:209). Kanunda yer alan bu yasaklar, aynı şekilde Tüzükte de düzenlenmiştir (Sevinç, 2007:209). Ancak Tüzük, Türk Bayrağı’nın örtülebileceği yerlere ilişkin bazı ek düzenlemeler getirmektedir.
III. Türk Bayrağı Tüzüğü’ndeki Hükümler
Türk Bayrağı Tüzüğü m.21’e göre; Türk Bayrağı, açılış törenlerinde Atatürk heykellerine, yemin törenlerinde masalara örtülebilir. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin, şehitlerin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sivil personeli dışındaki mensuplarıyla emeklilerinin, Türk Bayrağı Tüzüğü m.18’e göre makam odasında bayrak bulunması gerekenler ve bu kişilerin emeklilerinin cenaze törenlerinde tabutlarına örtülebilir (Tüzük, m.21). Tüzük, sınırlı sayıda belirttiği kişilerin cenaze törenlerinde tabutlarına Bayrak örtülebileceğini belirtmiştir. Bu kişiler; Milletvekilleri ve milletvekilliği yapmış olanlar, Temsilciler Meclisi, Danışma Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu üyeliği yapmış olanlar, Milli Birlik Komitesi üyeliği yapmış olanlar, Gaziler, Yüksek yargı organları üyeleri ve emeklileri, Sayıştay üyeleri ve emeklileri, Hakim ve savcılarla emeklileri, Yüksek öğretim kurumları öğretim üyeleri ve emeklileri, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yüksek Kurul üyeleriyle bu görevi yapmış olanlar, Devlet sanatçıları, Devlet madalyası sahipleri, Kızılay, Türk Hava Kurumu genel başkanları ve bu görevi yapmış olanlar, Emniyet mensupları ve emeklileri, Dünya, Olimpiyat ve Avrupa şampiyonluğu kazanmış olmaları dolayısıyla 2913 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmış sporcular, Resmi okul müdürleri, Basın şeref kartı sahipleri, İşçi ve İşveren sendikaları konfederasyon başkanları ve bu görevi yapmış olanlar, Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının en üst kuruluşunun başkanları ve bu görevi yapmış olanlar, Bilimsel, sanatsal, kültürel, sportif ve sosyal alanlarda üstün hizmet verdiği mülki amirlerince kabul edilen diğer Türk vatandaşları,” olarak sayılmıştır (Tüzük, m.21/2).
Türk Bayrağı’na ilişkin yasaklar ise, 2893 sayılı Kanun ile aynı ifadelerle düzenlenmiştir. Buna göre; Bayrak, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk olarak veya taşıdığı manevi değeri zedeleyecek biçimde kullanılamaz; 21 inci madde hükümleri dışında, ne maksatla olursa olsun, örtü olarak serilemez; oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz, elbise ve üniforma olarak giyilemez. Bu yerlere, masalara, kürsülere vb. eşya üzerine Bayrağın şekli yapılamaz, Hiçbir siyasi parti, kuruluş, dernek, vakıf tarafından amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön ve arka yüzünde, Bayrak, esas ve fon olarak kullanılamaz. Bayrağa sözle, yazıyla veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli itina gösterilmeden kullanılamaz (Tüzük, m.26).
Makam odalarına bayrak konulabilecek kişiler, Tüzük m.18’de belirtilmiştir. Buna göre, Cumhurbaşkanı, bakanlar, adli makamlar, savcılar, askeri ve emniyet teşkilatı, bazı yerel yönetim makamları gibi makamlar, odalarında Türk Bayrağı bulundurabileceklerdir (Tüzük, m.18).
IV. Avukatlar Açısından Değerlendirmeler ve Sonuç
07.04.1969 tarihli ve 13168 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.1’e göre avukatlık, bir kamu hizmetidir. Avukatlar, yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı temsil ederler (1136 sayılı Kanun m.1/2). 12.10.2004 tarihli, 25611 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre, avukatlar yargı görevi yapanlar arasındadır (5237 sayılı Kanun, m.6). Avukatların bazı sorumluluk ve ayrıcalıklarla donatılmış olması, avukatlığın kamu hizmeti olmasından kaynaklanmaktadır (Özen, 2025:31). Avukatlara yüklenen bu sorumlulukların ve verilen bazı ayrıcalıkların amacı ise, adaletin kuşkuya yer vermeden yürütülmesi ve genel güvenin sağlanmasıdır (AYM, 1963/161E, 1964/11K.). Adaletin iyi bir şekilde tecelli etmesini sağlamak maksadıyla avukatlık kamu hizmeti sayılmıştır (Özen, 2025:31). Avukatlığın kamu hizmeti olmasının temelinde, bu hizmetin topluma en yararlı bir şekilde sunulması bulunmaktadır (AYM, 1977/43E, 1977/84K). Avukatlığın kamu hizmeti olması, yargının kurucu unsurlarından olmasıyla ilişkilidir (Çine, 2023:36).
Avukatlık hem kamu hizmeti yönü hem de serbest meslek yönü olan bir meslektir (Özen, 2025:32). Ancak, avukatların devlet memurlarıyla görev ve hizmetleri bakımından aynı niteliğe ve ölçütlere tabi olduğu söylenemez (AYM, 1984/12E, 1985/6K.). Başka bir AYM kararında da avukatlığın, kamu hizmeti ve serbest meslek yönü bulunduğu belirtilmiştir (AYM, 1988/50E, 1989/27K.). Avukatlar serbest bir şekilde çalışırken, görev yaptıkları alanlar adalet, yargı işleri gibi kamusal yönü bulunan alanlardır (AYM, 1988/50E, 1989/27K.). Ancak, avukatlığın kamu hizmeti olması, avukatların kamu görevlisi olduğu anlamına gelmeyecektir (Çine, 2023:36). Avukatlığın “serbest meslek” olarak belirtilmesi ise daha çok kazancının vergilendirilmesi bakımındandır (Çine, 2023:37).
İzah edilmeye gayret edilen niteliklerinden dolayı avukatların, Türk Bayrağı Tüzüğü m.21 kapsamında alınmamış olması kanımızca isabetli değildir. Yargının diğer kurucu unsurlarından olan hâkim ve Cumhuriyet savcıları ve bunların emeklilerinin Tüzük kapsamına alınarak, avukatların dışlanması uygun düşmemiştir. Ayrıca, hâkim ve Cumhuriyet savcısı adayları/yardımcıları da Tüzük m.21 kapsamına alınmamıştır. Hâkim ve Cumhuriyet savcısı adayları/yardımcıları bakımından da kanımızca bu durum isabetli değildir. Kapsama alınmamaya avukatların kamu görevlisi olmadığı gerekçe gösterilebilse de aynı durum hâkim ve Cumhuriyet savcısı adayları/yardımcıları bakımından geçerli değildir. Keza bu kişilerin kamu görevlisi olduğu söylenebilir. Hâkim ve Cumhuriyet savcısı adayları/yardımcılarının, yargının kurucu unsurları arasında olup olmadığı hususunu, kanımızca tartışmaya gerek yoktur. Bu nedenlerden dolayı Tüzük m.21 kapsamına, avukatların ve hâkim ve Cumhuriyet savcısı adayları/yardımcılarının da dahil edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
V. Kaynakça
- 24.09.1983 tarihli ve 18171 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2893 sayılı Kanun.
- Türk Bayrağı Tüzüğü.
- 07.04.1969 tarihli ve 13168 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu.
- 12.10.2004 tarihli, 25611 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu.
- Çine, Özcan, “Avukatlık Hukuku”, 2023, Ankara.
- Özen, Atilla, “Avukatlık Hukuku Ders Kitabı”, 2025, Ankara.
- AYM, 1963/161E, 1964/11K.
- AYM, 1977/43E, 1977/84K.
- AYM, 1984/12E, 1985/6K.
- AYM, 1988/50E, 1989/27K.
- AYM, 1988/50E, 1989/27K.