"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-g, 62, 52, 53 ve 58. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 200 TL adli para cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık tarafından Yeni Asır gazetesine verilen araç satış ilanını gören mağdur ..."ın sanık ile irtibata geçtiği, sanığın kendisini doktor olarak tanıtarak, aracı başkalarına satmaması için kapora göndermesi gerektiğini söylemesi üzerine, mağdur tarafından 100 TL kaporanın kartsız işlem yolu ile gönderildiği, sanığın da gönderilen parayı almasına rağmen mağdurun bir daha sanığa ulaşamadığı, sanığın bu surette hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiği, sanığın ikrar içeren savunması, mağdur beyanı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 07.06.2011 tarih, 2011/9-88 esas, 2011/116 karar sayılı kararına göre, sanığın tekerrüre esas daha ağır mahkumiyeti bulunmasına karşın daha az cezayı içeren hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılarak yerine "sanığın İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/08/2011 tarih ve 2011/436 esas, 2011/411 karar sayılı hükmü ile mükerrir olduğu anlaşıldığından TCK"nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca aleyhe değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanun"un 108/2. maddesi gereğince mükerrir olan sanık hakkında koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın sanık hakkında tekerrüre esas alınan İzmir 23. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/680 esas, 2011/641 karar sayılı ilamına konu olan 10 ay hapis cezası esas alınarak belirlenmesine" cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01/12/2016 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde Dolandırıcılık suçu: “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararını olarak, kendisine veya başkasını yarar sağlamak...” şeklinde tanımlanmıştır.
Aynı kanunun 158/1-g maddesinde ise, basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle suçun işlenmiş olması nitelikli hal sayılmıştır.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, basın ve yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlaması gerekir. Başka bir anlatımla suçun unsuru olan mağduru aldatmaya elverişli hileli davranışların ilanda yer alması ve hile teşkil eden hususların mağdurun aldatılmasında etkili olması gerekir. İlanı gören ve okuyan suç mağdurunun ilana güvenerek sanık veya başkasına yarar sağlamalıdır. Gazeteye verilen ilanın sadece sanıkla mağdurun buluşmalarını sağlayacağı, sanığın buluşmadan sonra telefonla veya yüz yüze mağdurla yaptığı görüşmelerde hileli davranışlarını sergilemesi halinde bu nitelikli halin uygulanmayacağı hususunda Yargıtay 11. ve 15. Ceza Dairelerinin içtihatları bu yönde olup, yerleşmiş uygulama da bu şekildedir.
Sanığın Yeni Asır Gazetesine araç satış ilanı vermek suretiyle katılanla telefon irtibatına geçerek kendisini emekli doktor olarak tanıtarak ilandaki aracı başkalarına satmamak için mağdurdan 100 TL kaparo istemesi üzerine mağdurun bu miktardaki parayı sanığın adına kartsız işlem yoluyla gönderdiği ve sanığın bu parayı çektiği ancak sanığa bir daha ulaşılamadığı bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda;
Görüldüğü üzere, gazeteye verilen ilanda mağdurları aldatmaya yönelik hileli bir davranışın yer almadığı, ilanın mağdurlarla sanıkları buluşturmaya yaradığı, sanıklar tarafından dolandırıcılık suçunun unsuru sayılan tüm hileli davranışların ilandaki telefonu arayan mağdurların sanıklarla buluşmasından sonra sergilenmiş olması karşısında, ilanın mağdurların aldatılmasında etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın mağdura yönelik eyleminin TCK’nın 157/1 maddesinde tanımlanan basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağından hükmün bu sebepten dolayı bozulması gerekirken, eylemin aynı Kanunun 158/1-g bendinde yazılı nitelikli halini oluşturduğuna ve hükmün onanmasına dair çoğunluk görüşüne karşıyım. 01.12.2016