"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Öldürme
Hüküm : Sanık ... hakkında; TCK"nın 85/2, 22/4, 62, 63, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında; TCK"nın 85/2, 22/4, 62, 50/1-a, 52/4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ... müdafii, sanık ... ve mağdurlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, sanık ... müdafinin temyiz isteminin sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
I) Mağdurlar vekillerinin temyiz istemi yönünden;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/5. maddesinde yer alan, "Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda beşinci fıkra kapsamına girecek şekilde bilinçli taksir halinin gerçekleşmediği, mağdurların ve yasal temsilcilerinin sanıktan şikayetçi olmadıklarını beyan ettikleri anlaşıldığından; kamu davasına katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunmadığından 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK" un 317. maddesi uyarınca mağdurlar vekillerinin temyiz isteminin isteme aykırı olarak REDDİNE;
II) Sanık ... müdafii ve sanık ...’nın temyiz istemi yönünden;
Sanık ...’nın yokluğunda verilip, sanığın soruşturma aşamasında yapılan sorgusuna katılan müdafine 07/07/2015 tarihinde usulsüz olarak tebliği yapılan kararın, 13/07/2015 tarihinde sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın da 15/07/2015 tarihinde kararı temyiz ettiği, sanığın temyizinin süresinde olduğu anlaşıldığından, tebliğnamede temyiz isteminin reddini öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Sanıkların yerleşim yeri içinde, iki yönlü, gidiş-geliş, asfalt kaplama, aydınlatmasız yolda farklı istikametlere doğru seyir halindelerken sanık ...’in şeridi üzerinde çarpıştıkları, kaza neticesinde sanık ...’in aracında yolcu olarak bulunan ... ve ...’nın öldüğü, ..., ... ve sanık ...’in yaralandığı, ... ve ...’nın ölümü, ... ve ...’nın yaralanması yönünden sanıklar hakkında şikayetin bulunmadığı olayda; sanıkların anlatımlarına göre olayın oluşu bakımından çelişkiler bulunduğu, 30/01/2015 tarihinde Adli Tıp Kurumundan alınan kusura ilişkin raporun da sanıkların anlatımlarına göre alternatifli olarak düzenlendiği görülmekle; sanık ...’in aracında yolcu olarak bulunan ... ve ...’un soruşturma aşamasına alınan beyanlarında kazanın oluşuna ilişkin bilgi sahibi olduklarının anlaşıldığı, mahkeme tarafından ... ve ...’un dinlenmesinden sonra, dosyanın teknik üniversitelerin ulaştırma ve trafik hizmetleri bölümünde görevli öğretim üyelerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek yeniden rapor alınmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tespit ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
A) Sanık ... yönünden;
1) TCK"nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek somut gerekçeler gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği halde, sanık hakkında “kazada asli kusurlu olması, müşteki sanık sürücü ..."in şikayetinin devam ediyor olması nedeniyle hakkında verilen hapis cezası para cezasına çevrilmemiştir” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile paraya çevirme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi suretiyle CMK’nın 230/1-d maddesine aykırı davranılması;
2) 5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, sürücü belgesinin asgari hadden çok fazla uzaklaşmak suretiyle 2 yıl 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesi;
B) Sanık ... yönünden;
1) Sanık hakkında TCK"nın 85/2. maddesi uyarınca belirlenen 3 yıl süreli hapis cezasında, aynı kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında takdiri indirim uygulanarak belirlenen 2 yıl 6 ay süreli hapis cezasının, yine aynı kanunun 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi sırasında hesap hatası yapılarak, tam gün sayısının 910 gün yerine 900 gün ve sonuç adli para cezasının 18.200 TL yerine, yazılı şekilde 18.000 TL olarak eksik belirlenmesi,
2) 5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, sürücü belgesinin asgari hadden çok fazla uzaklaşmak suretiyle 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup; sanık ... müdafii ve sanık ...’nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanık ...’in kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.