"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, mühür bozma
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 168/2, 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince hapisten çevrili 3.600 TL adli para cezası ve doğrudan verilen 300 TL adli para cezası, TCK"nın 203 ve 52. maddeleri gereğince doğrudan verilen 3.600 TL adli para cezası ile mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdur ..."nın babasına ait evdeki elektrik sayacının borcundan dolayı 02/02/2010 tarihli tutanak ile elektriği kesilerek, usulüne uygun olarak mühürlendiği, mağdurun tanıklar vasıtası ile katılan kurumda teknisyen olarak çalışan ve elektriği açma-kapama konusunda her hangi bir resmi yetkisi bulunmayan sanığa ulaşarak mühürlenme olayını anlattığı, sanığında “katılan kuruma borcunu taksitler halinde ödemesinin mümkün olduğunu, şimdilik 50-100 TL ne varsa vermesi halinde mührü kaldırabileceğini” mağdura söylediği, mağdurun da 50 TL"yi katılan kurum borcuna mahsuben sanığa verdiği ve sanığın da mührü sökerek elektriği açtığı, mağdurdan aldığı parayı da katılan kuruma vermediği, sanığın bu surette mühür bozma ve dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda,
1) Sanık hakkında, mühür bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz başvurusunun incelenmesinde,
..."ın 31/05/2010 tarihinde özelleştiği, dosya içerisinde onaylı sureti bulunan 31/03/2010 tarihli tutanak ile de mührün bozulduğunun tespit edildiği, sanık tarafından kendi beyanı ile sabit olan mühür bozma eyleminin özelleşme tarihinden önce olduğu, dolayısıyla mühür bozma suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleştiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, mühür bozma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2) Sanık hakkında, dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz başvurusunun incelenmesinde,
Sanığın elektriği açma kapama konusunda herhangi bir yetkisi olmamasına ve ancak borcun tamamı ödendiği takdirde ya da kurum müdürünün talimatı ile sayacın mührünün açılabileceğini biliyor olmasına rağmen, kendisine haksız menfaat sağlamak amacı ile mağdura aksi yönde beyanda bulunup, mağdurun iradesini sakatlayarak, elektriği açma konusunda ve elektrik borcunun taksitlendirilmesi konusunda kendisini yetkili gibi göstermek sureti ile kendisine haksız menfaat temin ettiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiş olup, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin (b) bendine eklenen 6. alt bendi ile TCK"nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış ise de, TCK 203. maddesinde düzenlenen mühür bozma suçunun uzlaşma kapsamında olmaması ve “uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suç ile birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz” şeklindeki 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesinde ki düzenleme karşısında, sanığın dolandırıcılık suçu ile birlikte mühür bozma suçunuda işlediği anlaşıldığından, açıklanan nedenlerden dolayı uzlaşma kapsamı dışında olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede,
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre mahkemenin suç vasfına ve sübuta yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının alt sınırın üzerinde “30 gün” olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz başvuruları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "30 GÜN", “15 GÜN” ve “300 TL” terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", “2 GÜN” ve “40 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.