Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/469 Esas 2019/3556 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/469 Esas 2019/3556 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/469 Esas 2019/3556 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 2. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2018/469

KARAR NO : 2019/3556

KARAR TARİHİ :

2. Hukuk Dairesi         2018/469 E.  ,  2019/3556 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine maddi ve manevi tazminata, velayete ve kadın ve ortak çocuk lehine nafakaya hükmedilmiştir. Karar davalı erkek tarafından hükmün tamamına yönelik istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf talebinin kabulü ile diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilerek ilk derece mahkemesi kararının bu yönden düzeltilmesine karar verilmiş ise de; bu konuda eda hükmü oluşturacak şekilde yeniden esas hakkında karar verilmemesi doğru görülmemiştir. (HMK m.353-f.l/b-2) Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m.370/2)
    SONUÇ: Yukarıda 2.bentte gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1.bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine l. bent olarak 1-Davalının istinaf talebinin kısmen kabulüne, Gülnar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 26.04.2017 tarih, 2016/133 esas ve 2017/83 karar sayılı kararının 6. bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine 6. bent olarak “Davacı yararına, dava tarihinden geçerli olmak üzere 150 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra aynı miktar nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, daha önce tahsil edilen nafakanın mahsubuna” cümlesinin yazılmasına hükmün bu bölümünün DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 27.03.2019 (Çar.)


    KARSI OY YAZISI

    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzeltilerek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-3 maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir
    Bu itibarla somut olayda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesinde yer alan hüküm uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf edilen bütün hususlarla ilgili yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, kanunun açık hükmüne aykırı olacak şekilde “Diğer istinaf talebinin reddine” denilip ilk derece mahkemesinin hüküm bölümünün bir kısmının muhafaza edilerek, sadece düzeltilmesine karar verilen kısımla ilgili hüküm kurulması doğru değildir. Bu sebeple diğer yönler incelenmeden kararın bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum