"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece birleştirilen karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı-birleştirilen davada davalı ..., mirasbırakan annesi ...’ün 458 parsel sayılı taşınmazdaki 340/6450 payını davalı kızı ...e, 443 parsel sayılı taşınmazdaki 318/76000 payını diğer davalı kızı Habibe"ye satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tescilini, mümkün olmazsa bedelin tahsilini istemiş; birleştirilen davada, dava konusu 458 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olmadığını bu suretle açılan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakan annesi ...’nin 458 parsel sayılı taşınmazdaki 340/6450 payını davalı kızı Ayten"e satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu 458 parsel sayılı taşınmazın terekeye iadesini istemiş; asıl dava da ise, 443 parsel sayılı taşınmazı bedeli karşılığında mirasbırakandan satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., dava konusu 458 parsel sayılı taşınmazın temlikinin muvazaalı olmadığını, bu temlik karşılığında adına kayıtlı dava dışı 441 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakanın isteği üzerine diğer kardeşi Habibe"ye temlik ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakanca yapılan temlikin muvazaalı olduğunun ispatlandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, dava konusu 458 ve 443 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline; birleştirilen davada, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu sebebi ile reddine, 458 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise asıl davada karar verildiğinden davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar, Dairece; “...Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle; muvazaanın varlığı saptanarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre, davalı ..." in asıl dava yönünden temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine. Birleştirilen dosyaya yönelik temyiz itirazına gelince: Bilindiği üzere; birden çok dava birleştirilmiş olsa dahi, asıl ve birleştirilen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalar olma niteliklerini korurlar. Somut olayda, birleştirilen davada, davalı ... adına kayıtlı 458 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir. Hâl böyle olunca; davalı ... aleyhine açılan birleştirilen dava yönünden iddia ve deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ölü kişi adına tescil hükmü kurulamayacağı gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1939 doğumlu mirasbırakan ...’ün 12.07.2011 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak kızları Vildan (asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı), ... (asıl ve birleştirilen davada davalı) ve Habibe’nin (asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı) kaldığı, mirasbırakanın başkaca mirasçısının bulunmadığı; mirasbırakanın 08.02.2008 tarihinde 443 parseldeki 318/76000 payını Habibe’ye, 458 parseldeki 340/6450 payını ...’e satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar. Ne var ki; mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme imkanı yoktur.
Somut olayda; birleştirilen dava yönünden, ölü kişi adına tescil hükmü kurulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davadaki istek terekeye iade biçiminde olup, mirasbırakanın taraflar haricinde başkaca mirasçısı da bulunmamaktadır. O halde, davanın kabulü halinde veraset ilamına göre tapu iptal ve tescil isteğinin değerlendirilip bu şekilde hüküm kurulacağı açıktır.
Hal böyle olunca; mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Birleştirilen davada davacı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.