"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu 358 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki 2 numaralı bağımsız bölümü ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı kızına temlik ettiğini, ancak davalının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle Almanya’da yaşayan diğer kızı ...’un yanına gittiğini, emekli maaşı ve kira alacaklarının davalı tarafından tahsil edilip harcandığını ileri sürerek ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshine, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, davalı tarafından haksız yere tahsil edilen ve iade edilmeyen emekli maaşı ile kira bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, bilahare kısıtlanması ve husumete izin kararı verilmesi üzerine vasisi yargılamaya katılmış, aşamada ölümü üzerine tereke temsilcisi atanarak yargılamaya devam edilmiş, alacak istemli davanın tefrikine karar verilmiştir.
Davalı, ölünceye kadar bakma sözleşmesinden kaynaklı edimlerini yerine getirdiğini, davacıya bakabilmek için Uşak’ta kaldığını, arada bir Manavgat’a da götürdüğünü, hatta bu sebeple aile birliğinin bozulduğunu ve 2006 yılında eşiyle boşandıklarını, 2007 yılında çalışmak zorunda kaldığı için annesine bakıcı tuttuğunu, oturum izninin sona ermemesi için annesinin Almanya’ya giriş çıkış yaptığını, davacının maaşının ondan habersiz çekilmesinin ve harcanmasının söz konusu olmayıp bazen davacının rızası ile maaşını çektiğini ve onun iaşesi için kullandığını belirterek davanın reddini savunmuş; aksi taktirde ölünceye kadar bakma sözleşmesinin sona ermesinde kusuru olmaması ve bakım borcunu ifa imkanının bulunmaması nedeniyle kaydı hayatla irat tahsisini istemiştir.
Mahkemece, davalının ölünceye kadar bakma sözleşmesinin gereklerini yerine getirmediği, davacının, kısmen davalı kızı ...’in, kısmen de dava dışı kızı ve tereke temsilcisi ...’un yanında kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece “... ölünceye kadar bakma aktinin 2001 yılında yapıldığı, davacının bakılmadığını 2007 yılına kadar ileri sürmediği, Almanya’da yaşayan kızının yanına gittikten sonra eldeki davayı açtığı, bakım borcunun davalı tarafından, alacaklının Almanya’ya gitmesi nedeniyle yerine getirilemediği, davalının bir kusurunun bulunmadığı toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de, TMK 28. maddesi gereğince ölümle şahsiyet son bulduğu halde ölü kişi adına tescil kararı verilmesi de isabetsizdir. ” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, tereke temsilcisi vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.00 TL. bakiye onama harcının temyiz eden tereke temsilcisinden alınmasına, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.