Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 23. Ceza Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9290 Esas 2016/3747 Karar Sayılı İlamı

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9290 Esas 2016/3747 Karar Sayılı İlamı

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9290 Esas 2016/3747 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 23. Ceza Dairesi

ESAS NO : 2015/9290

KARAR NO : 2016/3747

KARAR TARİHİ : 30.03.2016

23. Ceza Dairesi         2015/9290 E.  ,  2016/3747 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın, 2010 yılında meydana gelen ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamı dışında kalan don afeti nedeniyle zarar gören çiftçilere yönelik telafi edici destek ödeme yapılmasına ilişkin yayınlanan Bakanlar Kurulu kararına istinaden, ... İlçe Tarım Müdürlüğü"ne başvurarak, ... ilçesi ... Köyü"nde bulunan kendisine ait ... nolu parseldeki 13,93 dönümün kayısı bahçesi olduğunu beyan ederek don afeti desteği aldığı, ancak yapılan kontroller sonucunda sanığın aynı parsel için 2008 yılında fiğ ekili olduğunu bildirdiği, yerinde yapılan incelemede de söz konusu parselin bir kısmında kayısı ağaçlarının bulunduğu, geri kalanın ise boş tarla olduğunun tespit edildiği, bu şekilde sanığın usulsüz olarak destekleme ücreti almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;
    2010 yılında don afet desteği almak için sanık tarafından yapılan bildirim içeriğinin gerçek olup olmadığının katılan kurumda bulunan ve daha önceki tarihlerde aynı parsel için verilen çiftçi kayıt sistemindeki belgelerden kolaylıkla kontrol edilebileceği, tereddüt halinde ise yerinde yapılacak basit bir inceleme sonucunda söz konusu parselde ne kadar kayısı ağacının ekili olduğunun tespit edebilmesinin mümkün olduğu, kaldı ki “Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkındaki Yönetmeliğinin” 10. vd maddelerinde meydana gelen zararın Hasar Tespit Komisyonunca yerinde tespitinin zorunlu kılındığı, dolayısıyla sanık tarafından bu şekilde bildirim yapılmasının katılan kurum görevlilerinin denetim olanağını ortadan kaldırmayacağının anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin aldatma özelliğinden yoksun olması nedeniyle hile boyutuna ulaşmadığı, bu nedenle dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığından bahisle sanık hakkında verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 30/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.