"İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 151/1 ve 62. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Biga 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2019 tarihli ve 2016/353 esas, 2019/376 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/12/2019 gün ve 94660652-105-17-16015-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/12/2019 gün ve 2019/123445 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5237 sayılı Kanun"un "Etkin pişmanlık" başlıklı 168/1. maddesinde yer alan "(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)(1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.(1)" şeklindeki hüküm dikkate alındığında, sanığın 15/05/2019 tarihinde PTT aracılığıyla katılanın talep ettiği 900 Türk lirası olan zararının giderildiğinin görülmesi karşısında, sanığın etkin pişmanlık göstererek katılanın zararını giderdiği anlaşıldığından sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı, adli sicil kaydında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin savcılık kararı bulunduğu, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel(objektif) koşulunun bulunduğu, bununla birlikte mala zarar verme suçları yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel(objektif) koşullardan bir diğeri olan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c maddesinde gösterilen “suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” koşulunun da, dosya içeriğinden zararın karşılandığının anlaşılmasına göre bulunduğu anlaşılmakla; sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel(sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken “Sanığın katılanın talep ettiği maddi zararı karşılamadığı görülmekle; şartları oluşmadığından hakkında CMK 231. madde gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına,” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 29/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.