Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18411 Esas 2020/6152 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18411 Esas 2020/6152 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18411 Esas 2020/6152 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 14. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2016/18411

KARAR NO : 2020/6152

KARAR TARİHİ : 13.10.2020

14. Hukuk Dairesi         2016/18411 E.  ,  2020/6152 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/03/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 22.11.2014 tarihli satış işlemiyle davalıya satılan 1/2 hissenin önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/2 hissenin davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiş ve fiili taksim savunmasında bulunmuştur.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut olaya gelince; davalı taraf temyiz aşamasında, taşınmaz üzerinde fiili taksim bulunduğunu ileri sürmüştür. Yargılama aşamasında dava konusu önalıma konu payın bulunduğu taşınmazın başında keşif yapılmamış, fiili taksimin olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Yukarıdaki ilkede açıklandığı üzere, fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bu nedenle, davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunmasının araştırılması, yerinde keşif yapılarak tarafların tüm delillerinin toplanması, özellikle dava konusu taşınmazda davacının ve davalıya pay satanların kullandığı yer olup olmadığınun araştırılması, keşifte gösterilecek yerlerin fen bilirkişisi tarafından denetime elverişli şekilde düzenlenecek krokide işaretlenmek suretiyle eylemli paylaşımın olup olmadığı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.