Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/3076 Esas 2020/170 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/3076 Esas 2020/170 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/3076 Esas 2020/170 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 16. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2016/3076

KARAR NO : 2020/170

KARAR TARİHİ : 04.02.2020

16. Hukuk Dairesi         2016/3076 E.  ,  2020/170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

    Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Kasabası ... Mahallesi ... ada ...,... ve 172 ada 34 parsel sayılı sırasıyla 28.616.11, 15.878.41, 8.662.85 ve 2.372,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, toprak tevzi sonucu oluşan tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiş, beyanlar hanesinde ...’nın işgalinde olduğu belirtilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların adına tescili istemiyle her bir parsel için ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece, dosyalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli 170 ada 65 ve 172 ada 34 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
    2- Davalı Hazine vekilinin çekişmeli 170 ada 88 ve 89 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davalı Hazine tapusunun oluştuğu tarih itibariyle davacı taraf lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 46/1. maddelerinde yazılı zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur." hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Ne var ki, çekişmeli ... ada 88 sayılı parselin dört tarafı, 170 ada 89 sayılı parselin ise üç tarafı 170 ada 10 sayılı mera parseli ile çevrili bulunduğu halde, çekişmeli taşınmazların komşu mera parselinden nasıl ayrıldıkları zirai bilirkişi raporunda açıklanmamış, tapu kaydının oluşumuna esas Toprak Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen tevzi parsellerine ilişkin harita getirtilmemiş, kadastro paftası ile Toprak Komisyon haritası çakıştırılmamış, komşu mera parselinin kadim mera mı yoksa Toprak Tevzii Komisyonunca oluşturulan mera parseli mi olduğu yöntemince araştırılmamış, mahalli bilirkişilerin zilyetliğe ilişkin soyut beyanları esas alınarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca varabilmek için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan toprak tevzii çalışmalarına ilişkin tüm evraklar ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, mera vasfında olup olmadıkları ya da mera niteliğindeki taşınmazdan kazanılıp kazanılmadıkları, mera vasfında değil iseler veya komşu mera parselinden kazanılmamış iseler kime ait bulundukları, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim ya da kimler tarafından, hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldıkları, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davacı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri çakıştırılmak sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan, dava konusu taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadıklarını, toprak yapıları, eğimleri, bitki desenleri ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldıklarını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını, meradan açılan bir yer olup olmadıklarını, meranın devamı niteliğinde olup olmadıklarını, üzerlerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; davacı (ve bayileri) lehine taşınmazların Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 46/1. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı net olarak belirlenmeli, kadim meraların zilyetlikle kazanılamayacağı dikkate alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.