"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 24.09.2013 gün ve 24796-21719 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle mahkemece verilen hükmün boşanmaya ilişkin kesinleştiğinin anlaşılmasına göre, Hukuk Usul Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle de; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da, idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu yolla hesaplanan 219.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 52.40 TL. ilam harcının karar düzeltme talebinde bulunana yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna oyçokluğuyla karar verildi. 06.05.2014 (salı)
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Boşanma davası kadın tarafından 23.11.2011 tarihinde açılmış; mahkemece; 6.9.2012 tarihinde “koca tam kusurlu” bulunarak tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kararla birlikte davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına ve velayeti anneye bırakılan çocuk için de iştirak nafakasına hükmedilmiştir.
Kararı, davalı (koca); tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz etmiş; Yargıtay"ca temyiz edilen kısımlarla ilgili olarak hüküm 24.9.2013 tarihinde onanmıştır. Onama kararına karşı davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuş, karar düzeltme dilekçesinde; davacının onama kararından önce öldüğünü bildirerek, onama kararının kaldırılmasını ve yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir. Gerçekten de, davalının, temyiz incelemesinden önce 8.9.2013 tarihinde öldüğü dosyaya alınan nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Onama kararı, ölen davalının mirasçılarına tebliği edilmiş, mirasçılar karar düzeltme talebinde bulunmamışlardır.
Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yoluna başvuran tarafın, karar düzeltme yoluna başvurmada hukuki yararının bulunması gerekir. Başka bir ifade ile, karar düzeltme yoluna başvuran tarafın, aleyhine karar düzeltme yoluna başvurduğu kararın kaldırılması veya değiştirilmesinde korunmaya değer hukuki bir yararı bulunmalıdır. Hüküm, davacının lehinedir. Davacı, bu hükme karşı temyiz yoluna başvurmamış, hükmü davalı temyiz etmiş, Yargıtayca, davalının temyiz itirazları yerinde görülmeyerek hüküm, temyiz edilen kısımlar yönünden onanmıştır. Böyle bir durumda davacının, onama kararına karşı karar düzeltme talep etmekte korunmaya değer hukuki bir yararının bulunduğu söylenemez. Davalının temyiz incelemesinden önce ölmüş olması da, somut dava bakımından “hukuki yararının varlığını” kabul için yeterli değildir. Bu bakımdan, davacının karar düzeltme talebinin, "onama kararının düzeltilmesini istemekte korunmaya değer hukuki yararının bulunmadığı" gerekçesiyle incelenmeksizin reddi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.