"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan babaları ...."in 27 parsel sayılı taşınmazı ile 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını 07.02.2007 tarihinde oğlunun çocukları olan davalı torunlarına bağışladığını, murisin kız çocuklarını mirastan mahrum etmeyi amaçladığını, saklı paylarının açıkça etkisiz bırakıldığını ileri sürerek, saklı payları oranında iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde tenkisi gereken kısmın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığını, miras bırakan ile anne ve babalarının ilgilenip bakmaları sebebi ile minnet duygusu ile temliklerin yapıldığını, saklı payları zedeleme kastının bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların çekişme konusu temlikleri öğrenmelerinden 1 yıl sonra dava açtıkları gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak; miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 571/1. maddesindeki; “ Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. ” hükmünün “ Hak Düşürücü Süreler ” başlığı adı altında düzenlenerek açıkça anılan sürelerin hak düşürücü olduğu belirtildiği halde, hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilecek yerde zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, yerel mahkeme kararının 1. maddesindeki; " Davacıların davasının zamanaşımı nedeniyle usulden reddine "" ibaresinin hükümden çıkartılarak, yerine; " Davacıların davasının Türk Medeni Kanunu"nun 571/1. maddesi hükmü gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddine "" ibaresinin yazılmasına ve davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K."nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 436/2. (6100 sayılı HMK"nun 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.