Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/1918 Esas 2007/3240 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/1918 Esas 2007/3240 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/1918 Esas 2007/3240 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 1. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2007/1918

KARAR NO : 2007/3240

KARAR TARİHİ : 26.3.2007

1. Hukuk Dairesi         2007/1918 E.  ,  2007/3240 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/06/2003
    NUMARASI : 2001/683-500

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar,çekişme konusu taşınmazın kadastroca tesbit harici  bırakıldığını,oysa miras bırakanları adına kayıtlı Mart ..tarih ..nolu tapu  kaydı   kapsamında ve zilyetliklerinde olduğunu   ileri  sürüp,tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar,dava konusu yere ilişkin daha önce  davalar  görüldüğünü,devletin hüküm tasarrufu altındaki yerlerden  olduğunu belirtip,davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar  tarafından  ayrı ayrı süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
               -KARAR-
    Dava, kadastro tesbit  harici  bırakılan yerin tapu ve zilyetliğe dayanmak suretiyle tescil  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan  delillerden;daha  önce  davacıların  taraf olduğu Alanya 1. Asliye  Hukuk Mahkemesinin 1967/ 265 esas-1989/85 karar sayılı ilamında  davacıların  eldeki davadaki dayanaklarını teşkil eden tapu  kaydının  çekişmeli yere ait olduğunu ileri sürerek açmış  oldukları tescil davasında dayanılan kaydın çekişmeli yere uymadığının  belirlenmek suretiyle davanın reddine karar  verildiği ve kararın da kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Buna göre davacıların dayandıkları tapu kaydının çekişmeli  yere ait olmadığına dair  anılan   kararın  davacıları bağlayacağı kuşkusuzdur.Bu sebeple  mahkemece,tapu kaydına itibar edilmemiş olması doğrudur.                                                        
    Ne var ki, çekişmeli yerin 1957 tarihinde yapılan  genel kadastro sırasında  kumluk  vasfıyla  kadastro  harici  bırakıldığı sabittir.Oysa, mahkemece imar ve ihya  koşullarının  gerçekleştiği kabul edilerek taşınmazın davacılar adına  tesciline karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, bir taşınmazın imar ve ihya ile   kazanılabilmesi için 3402  Sayılı Yasanın  17. maddesinde öngörülen diğer  koşulların yanında taşınmazın belediye sınırları içerisinde ve mücavir alan kapsamında da  kalmaması gerekir.Ne var ki, çekişme  konusu yerin belediye  sınırları içerisinde  bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.
    O halde, mahkemece davanın kabulü yönünde kurulan hükmün yasal olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu  şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile  hükmün H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.