Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/4150 Esas 2007/5142 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/4150 Esas 2007/5142 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/4150 Esas 2007/5142 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 1. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2007/4150

KARAR NO : 2007/5142

KARAR TARİHİ :

1. Hukuk Dairesi         2007/4150 E.  ,  2007/5142 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/11/2006
    NUMARASI : 2005/81-706

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,kayden maliki bulunduğu ..parsel sayılı taşınmaza davalının gecekondu yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine,yapının yıkımına ve 6.000.YTL. ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı,dava konusu taşınmaza müdahalenin imar uygulaması sonucu meydana geldiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,çekişme konusu taşınmaza davalının yapılaşmak suretiyle müdahale ettiği,müdahalenin imar uygulaması ile oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                                             -KARAR-
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Nevarki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda, davacının elatmasının önlenmesine, ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 5.352.00-YL.nın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kabul edilmeyen bölümün reddine, dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte,gerekçeli kararda ise, davacının davasının elatmasının önlenmesi yönünden kabulü ile yıkım talebinin reddine, davalının ..ada .. parsel üzerindeki elatmasının önlenmesine, 15.2.2000 -14..2005 tarihleri arasındaki son 5 yıllık ecrimisil bedeli olan 5.352.00-YTL.nın kademeli faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilerek.kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.