Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3858 Esas 2012/470 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3858 Esas 2012/470 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3858 Esas 2012/470 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 8. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2011/3858

KARAR NO : 2012/470

KARAR TARİHİ : 02.02.2012

8. Hukuk Dairesi         2011/3858 E.  ,  2012/470 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile ... ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.02.2011 gün ve 199/39 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını bildirdiği yaklaşık 7.000 m2 yüzölçüme sahip taşınmazı imar-ihya ederek 25 yılı aşkın zamandır zilyet ve tasarrufunda bulundurduğunu açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... temsilcisi 04.03.2008 tarihli yargılama oturumunda, davalı ... vekili 10.02.2011 tarihli yargılama oturumunda davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 26.08.2008 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 5.620,30 m2" lik yüzölçüme sahip taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17.maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya içinde bulunan orijinal pafta örneğinden dava konusu taşınmazın 1959 yılında yapılan tapulama çalışmalarında Kızılırmak yatağı olarak tespit harici bırakıldığı saptanmıştır. Kural olarak, dere yatakları Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yer koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılabilir. Keşif mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazın davacının babası ve davacı tarafından emek ve para sarfedilerek tarım arazisi haline getirildiğini ve uzun yıllardan beri çeltik ekildiğini bildirmiş, uzman bilirkişi Jeoloji Mühendisi ise, taşınmaz ile Kızılırmak aktif yatağı arasında 1 metrelik kot farkı bulunduğunu, bu kot farkının taşınmazın bazı kısımlarında 0,5 metreye düştüğünü, Obruk barajının yapılması ve 2004 yılından 2008 yılına kadar kurak geçen mevsimler nedeniyle suların azaldığını, ırmak yatağının daraldığını, ancak Kızılırmak"ın debisinin artacağı dönemlerde, dava konusu taşınmaz ve civardaki alüvyal ovanın kıyı sınırlarının ani sel baskınlarından zarar görebileceğini açıklamıştır. Uzman Jeolog bilirkişinin bu saptamaları karşısında, taşınmazın Kızılırmak ile arasında kot farkının oldukça düşük olduğu ve her an için Kızılırmak"ın taşkın alanı içinde kalan, TMK 715.maddesi kapsamında Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan ve aynı kanunun 999. maddesi gereğince özel milkiyete konu yapılması ve tapuya tescili mümkün olmayan yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Taşınmazın belirlenen niteliği itibariyle özel mülkiyete konu yapılması mümkün olmayan yerlerden olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ile örtüşmeyen bir gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK" nun Geçici 3.maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.