"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KOCAELİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2007
NUMARASI : 2006/57-2007/304
Taraflar arasındaki davadan dolayı Kocaeli 3. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.10.2007 gün ve 57-304 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 25.12.2008 gün ve 11360-13252 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilerek, karar Dairece onanmış olup, davalı tarafca karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 02.09.1980 tarihinde yapıldığı, 31.03.1981’de kesinleştiği ve davanın 28.12.2005 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Her nekadar, nizalı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kalan bölümü devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fırkası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği 31.03.1981 tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarih, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, yürürlüğe konulan hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re"sen gözetilmesi gerektiğinden somut olayda, aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanma yeri bulunmadığı izahtan varestedir.
Hal böyle olunca; mahkemece kurulan hüküm onama tarihi itibarıyla doğru olmakla beraber sonradan yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanacağı öngörülen yukarıda değinilen 5841 sayılı yasa düzenlemeleri karşısında davalının karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 440 maddesi gereğince kabulüne,dairenin 25.12.2008 tarih 2008/11360 E. 2008/13252 K. sayılı kararının ortadan kaldırılmasına yerel mahkemenin 10.10.2007 tarih 2006/57 E.2007/304 K.sayılı kararının anılan yasa hükümleri doğrultusunda bir karar verilmesi için HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.