Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/7124 Esas 2009/8378 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/7124 Esas 2009/8378 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/7124 Esas 2009/8378 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 1. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2009/7124

KARAR NO : 2009/8378

KARAR TARİHİ : 15.7.2009

1. Hukuk Dairesi         2009/7124 E.  ,  2009/8378 K.

    "İçtihat Metni"

     MAHKEMESİ : DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/02/2009
    NUMARASI : 2006/552-2009/55
      
    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalının   kacasından  aldığı  borca  karşılık  12 sayılı  parseline  ipotek  konulması  gerekirken  davalıya  devrinin yapıldığını, borcunu da  ödediğini ileri  sürerek  tapunun  iptaliyle  adına  tescilini  istemiştir.
    Davalı, bedelini  ödeyerek  taşınmazı  satın  aldığını savunmuştur.
    Mahkemece, davacının  yazılı delil  ibraz  edemediği ancak   teklif ettiği  yeminden  davalının  kaçınmasıyla  iddianın  kanıtlandığı  gerekçesiyle  davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davalı  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

     Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Eksiğin  tamamlanması yoluyla  getirtilen kayıtlardan, davacıya ait 12 sayılı parselin 4.6.2004 tarihinde satış yoluyla davalıya devredildiği görülmektedir.
    Davacı, davalının kocasından aldığı borcun teminatı olarak çekişmeli taşınmazını davalıya devrettiğini, borcunu ödediği halde taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, uyuşmazlığın inançlı işlemden kaynaklandığı ve bu hukuki ilişkinin davacı ile davalının dava dışı kocası arasında gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, inanç sözleşmesi inananla inanılan arasında yapılan , onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın inanılan tarafından inanana geri verilme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin  hukuki  sebebini teşkil eder.                                   
    Öte yandan, inançlı işleme dayalı davanın 5.2.1947  tarih 20/6  Sayılı İnançları Birleştirme Kararı kapsamında yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Yazılı delil bulunmadığı takdirde ispat   yükü  kendisinde olan inanan tarafın inanılana karşı yemin teklif edebileceği de uygulamada benimsenmiştir.
    Somut olayda, davacı iddiasını yazılı delille kanıtlayamamış ve davalıya yemin teklifinde bulunmuş ise de; inançlı işlemin davacı ile davalının dava dışı kocası arasında gerçekleştiği gözetildiğinde, inançlı işlemde taraf olmayan davalıya yöneltilen yeminin hukuki sonuç doğurmayacağı açıktır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,  alınan peşin harcın temyiz edene  geri verilmesine, 15.7.2009 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.