"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ZARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2012
NUMARASI : 2009/174-2012/57
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, belediyece yapılan imar uygulaması sonucu davalıya ait yapı ve ağaçların davacı taşınmazın taşkın hale geldiği gerekçesiyle, karar kesinleştiğinde depo ettirilen yapı ve ağaç bedelleri davalıya ödenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara davalının haksız olarak elattığından bahisle eldeki davayı açtığı, davalının ise davaya konu edilen yapı ve ağaçları 20 yıl önce kendi taşınmazına diktiğini, tecavüzlü durumun imar uygulaması sonucu ortaya çıktığını ve imar uygulamasının iptali için dava açtığını belirterek, davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten de, 247 ada 1 parselin davacı, davalı ve dava dışı paydaşlar adına paylı bir şekilde kayıtlı iken,12.12.2001 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucu oluşan davaya konu 385 ada 9 parselin davacı adına kayıtlandığı, dava dışı kişiler adına kayıtlanan 385 ada 10 parselin ise 11.08.2009 tarihinde davacı tarafından satın alma yoluyla edinildiği, 385 ada 11 parselin ise davalı adına tescil edildiği görülmektedir.
Davalının savunmasında belirttiği üzere, 247 ada 1 parselle ilgili Belediye Encümeninin 13.07.2001 tarih ve 179 numaralı imar uygulamasının iptali için Sivas İdare Mahkemesinde açtığı davanın kabul edilerek, işlemin iptaline karar verildiği ve kararın 10.12.2010 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Bilindiği üzere, idari işlemin iptali ile imar uygulaması sonucu oluşan imar parsel sicilleri sebepten yoksun hale gelmekte, başka bir ifade ile imar parsellerinin hukuki dayanağı ortadan kalkmakta ve kayıtlar yolsuz tescil durumuna düşmektedir. Ancak, böyle bir durumda iptal kararı ile imar uygulaması kendiliğinden eski kadastral durumuna dönüşmemekte, sadece dava yoluyla kadastral mülkiyetin ihyası (eski hale döndürülmesi) imkanı doğmaktadır.
Hal böyle olunca;mahkemece, imar uygulamasının iptali ile tescilin dayanağının ortadan kalktığı ve davada yıkımın da istendiği dikkate alınarak, ileride telafisi imkansız zararlara yol açmamak için davalıya dayanaksız kalan 9 ve 10 sayılı imar parsellerinin tapusunun iptaliyle kadastral parselin ihyası istemiyle dava açmak üzere süre verilmesi,davayı açtığı takdirde sonucunun beklenilmesi ve oluşacak duruma göre delillerin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.