Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3257 Esas 2017/14174 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3257 Esas 2017/14174 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3257 Esas 2017/14174 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 3. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2017/3257

KARAR NO : 2017/14174

KARAR TARİHİ : 19.10.2017

3. Hukuk Dairesi         2017/3257 E.  ,  2017/14174 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı kiracının aylık 500 TL kira ödediğini, rayice göre düşük kira bedeli ödediğini belirterek 01.05.2014 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 1500.TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; davaya konu dönemin endeks dönemi olduğu, ÜFE" ne göre aylık kira bedelinin 01.05.2014 tarihinde brüt 676,43 TL olduğunu, davalının 01.05.2014 tarihinden itibaren aylık brüt 687,50 TL ödediği gerekçesiyle davanın reddine ve aylık kira bedelinin brüt 687,50 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
    1-) Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297"nci maddesinde hükmün ihtiva etmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince, yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
    Taraflar arasında kira parasının miktarına ilişkin uyuşmazlık bulunduğundan mahkemeye müracaat edildiğine ve kira parasının dava yolu ile tespiti istendiğine göre mahkemece bir tespit kararı verilmelidir.
    Somut olayda; mahkemece hükmün gerekçesinde davanın reddi ve aylık kira bedelinin brüt 687,50 TL olarak tespitine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve hüküm fıkrasında davanın reddi ve aylık kira bedelinin brüt 687,50 TL olarak tespitine karar verilmiş, hem davanın reddine karar verilmiş hem de tespit kararı verilerek çelişki yaratılmıştır.
    Bu itibarla, karar gerekçesi ile hüküm kısmının kendi içerisinde çelişkili olması usul ve yasaya aykırı olup, hüküm fıkrasında çelişki infazda tereddüt oluşturacak nitelikte olduğundan bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenlerine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bende açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.