Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/4416 Esas 2013/16568 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/4416 Esas 2013/16568 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/4416 Esas 2013/16568 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 6. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2013/4416

KARAR NO : 2013/16568

KARAR TARİHİ : 10.12.2013

(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2013/4416 E.  ,  2013/16568 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Menfi tespit

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, kira borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili olduğu öne sürülen Avukat tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalıya ait bağımsız bölümde kiracı olduğunu, davalının ödenmemiş kira borçları olduğundan bahisle aleyhinde ... 1.İcra Müdürlüğünün 2011/1695 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, oysa ki kiralanan taşınmaza yönelik bir takım zorunlu ve faydalı masraflar yaptıklarını, yapılan bu harcamaların takip talepnamesinde belirtilen tutarı fazlasıyla karşıladığını, herhangi bir kira borçları olmadığını, öte yandan ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/718 esas 2007164 karar sayılı kararı ile alacaklı şirketin feshine karar verildiğini, münfesih durumundaki şirketin alacağını kendisinin takip edemeyeceğini belirterek söz konusu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili ise tasfiye işleminin tamamlanmadığını, şirketin ticaret sicilinden terkin edilmediğini, yapılan harcamaların kira borcundan mahsup edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.05.2007 tarih ve 2005/718 esas 2007/164 karar sayılı ilamı ile davalı şirketin son yedi yıldır genel kurul toplantısını yapmaması ve ana sözleşmesi gereğince zorunlu organlardan olan yönetim kurulu ve denetçilerinin mevcut olmaması sebebiyle TTK."nun 435.maddesi gereğince feshine karar verilmiş, karar 13.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir. ... Ticaret Sicil Memurluğunun 01.07.2011 tarihli cevabi yazısında ise davalı şirketin 21.05.2004 tarihinde münfesih duruma düştüğü, ancak henüz tasfiye kararı olmadığı bildirilmiştir. Münfesih durumundaki davalı şirket duruşmalarda 07.06.2001 tarihinde alınan vekaletname ile Av. ... tarafından temsil edilmiş ise de, ... 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı karşısında ilgili Avukatın davalı şirketi temsil yetkisinin olup olmadığı mahkemece tartışılmamıştır. Bu nedenle mahkemece, TMK. md. 427/4. maddesi de göz önünde bulundurularak davalının yargılama sırasında yasal olarak temsil edilip edilmediği değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus nazara alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.