"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tazminat
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, kiracı tarafından açılan taraflar arasındaki kira sözleşmesi, kiralanan kullanılmadan sona erdirildiğinden bahisle peşin ödenen bir yıllık kira parasının ve depozitonun iadesi istemidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, 01.05.2008 tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile taşınmazı kiraladığını ve taşınmaza bir çok masraf yaptığını, ancak sonrasında kiralanana önceki kiracının borçları nedeniyle üst üste hacizler gelmesi üzerine, bu durum tehlike arzettiğinden kiralanana taşınmadığını, kira sözleşmesini feshettiğini davalıya bildirerek, yapılan ödemler için davacı ile hesaplaşmak istediğini ancak davacının buna yanaşmadığını, davacını kiralananı 01.07.2008 tarihinde yeniden üçüncü kişiye kiraya verdiğini, davacıya bir yıllık kira bedeli 42000,00 TL ve 2 aylık depozito gideri 7000,00 TL olmak üzere 49.000,00 TL ödemede bulunduğunu ayrıca kiralanana 10.000 TL masraf yaptığını, toplam 68.000,00 TL alacaklı olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50.000,00 TL"nın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, anahtarın teslim edildiğinin davacı kiracı tarafından kanıtlanması gerektiğini, taşınmazın 09.08.2009 tarihinde yeniden kiraya verilebildiğini, ayrıca her ne kadar sözleşmede bir senelik kira parası ve iki aylık depozitonun alındığı yazılı ise de gerçekte 25.000,00 TL ödendiğini, davacının usulünce anahtarın teslim tarihine kadar ödenen kira parasını talep edemeyeceği gibi böyle bir borcu da olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı kiracı kiralananın anahtar teslimini kanıtlayamadığını, kiralanan tahliye edilse dahi anahtar teslim edilinceye kadar kiracının kira parasından sorumlu olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01.05.2008 tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesine ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme süresi içinde kiralananın hakimiyetinin kiraya verene geçtiğine dair de taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Zira davalı taşınmazı yeniden kiraya verdiğini kabul etmiştir. Kiralananın tesliminde anahtar tesliminin üzerinde durulmasındaki amaç kiralananın hakimiyetinin kiraya verene geçtiğini gösteren somut bir durum olmasıdır. Kiraya verenin taşınmaz üzerinde hakimiyet tesis ettiğinin anlaşılması halinde, anahtar teslim tutanağının varlığı ancak teslim tarihinin belirlenmesinde önem arz eder. Somut olayda davalı kiraya veren kiralananın anahtarının kendisine teslim edilmediğini iddia etmekle
beraber taşınmazı ancak 09.08.2009 tarihinde kiraya verebildiğini belirtmiştir. Davalının ikrarına göre taraflar arasındaki kira sözleşmesinin süresi içinde kiralananın davalı tarafından kiraya verildiği ve taşınmazın hakimiyetinin davalıya geçtiği sabittir. Bu nedenle mahkemece sırf anahtar tesliminin davacı tarafından kanıtlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
Mahkemece öncelikle davacıya kısmi dava olarak açtığı davada alacağının ne kadarının peşin ödenen kira alacağına, ne kadarının sözleşme çerçevesinde alınan depozitoya ne kadarının ise kiralanan yapılan masraflara ilişkin olduğu hususu açıklatılarak, dava konusu alacak kalemleri belirlenmelidir. Daha sonra öncelikle tahliye tarihi konusunda davalı kiraya verenin beyanının alınması, gerektiğinde anahtar teslimi konusunda yemin teklif etme hakkı olduğunun davacıya hatırlatılması böylece tahliye edildiği sabit olan kiralananın tahliye tarihinin tespit edilmesi gerekir. Davacı tarafından kiralananın tahliye tarihinin ispatlanması halinde; taşınmazın mahkemece yeniden kiraya verilebilecek süre konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak tahliye tarihine kadarki ve buna ilaveten tahliyeden sonra yoksun kalınan kira alacağını miktarı tespit edilerek, davacının iadesini talep edebileceği kira ve depozito alacağı üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.