Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/1234 Esas 2013/2533 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/1234 Esas 2013/2533 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/1234 Esas 2013/2533 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 3. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2013/1234

KARAR NO : 2013/2533

KARAR TARİHİ : 19.02.2013

3. Hukuk Dairesi         2013/1234 E.  ,  2013/2533 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Dava dilekçesinde 2.789,33 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacı Hazine vekili dilekçesi ile; 2003-2006 yılları arasında muhasebe biriminde çalışan davalıya, gümrük fazla çalışmaları nedeniyle, fazla mesai ücreti ödenmesine rağmen; genel bütçeden de fazla mesai ücreti ödendiğini iddia ederek, fazladan ödenen 2.789,33 TL’nin 12.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, paranın fazla çalışması karşılığında ödendiğini, haksız bir ödemenin yapılmadığını savunup, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; “…sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat davasının şartları oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyizi üzerine; Dairemizin, 01.02.2012 gün ve 2011/19833 E.-2012/2199 K.sayılı ilamı ile “Borçlar Kanununun 62.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. O halde, mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin, Borçlar Kanununun haksız iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenemeyeceği değerlendirilmeden, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda; “…sebepsiz iktisapla, sebepsiz iktisapta bulunan kişi, kendisinden bu iktisabın iadesi zamanında ancak elinde bulunanı iade etme mükellefiyetinde olup, davalıya sebepsiz olarak ödendiği iddia olunan ödeme, 12.06.2007 tarihi öncesinde yapılan ödemelerden ibaret olup, 2.789,33 TL tutarındaki bir ödemenin halen davalı elinde durmakta olduğu gibi bir olgunun var olması hayatın olağan akışına uygun olmadığı” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    BK.nun 63.maddesinde “Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nispetinde red ve iade ile mükellef değildir.” hükmüne amirdir. Ne var ki; iadesi gereken borç para borcu olup, iadesi zamanında borçlunun elinden çıkmış olması veya harcanarak tükenmiş olması, borçlunun iade yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları bu yöndedir. Dosya kapsamından, davalının; fazla mesai ücreti aldığı ve aldığı miktarı iade etmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
    Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.