Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/619 Esas 2010/1549 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/619 Esas 2010/1549 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/619 Esas 2010/1549 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 1. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2010/619

KARAR NO : 2010/1549

KARAR TARİHİ :

1. Hukuk Dairesi         2010/619 E.  ,  2010/1549 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : HARRAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/01/2003
    NUMARASI : 2001/184-2003/9

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı,  mülkiyeti  Hazineye  ait  parsellere  davalıların  yapılanmak  suretiyle   elattıklarını  ileri  sürüp   elatmanın  önlenmesi ve  yıkım   istemiştir.Davalılar, davanın  reddini  savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalıların  kayden  davacı  idareye  ait   taşınmazlara   elatmasının  sabit  olduğu  gerekçesiyle  davanın  kabulüne   karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde davalı M. B. tarafından  süresi  geçtikten  sonra temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı  taşınmaza  elatmanın  önlenmesi ve  yıkım  isteklerine  ilişkindir.
    Mahkemece, davanın  kabulüne  karar  verilmiştir.
    Dosya  içeriği ve  toplanan   delillere  göre  kabul  kapsamına   alınan  çekişme  konusu  taşınmazlardan  temyiz konusu  edilen  158 ada  3  parsel  sayılı  taşınmaza   haklı  ve  geçerli  bir nedenleri  bulunmaksızın  davalılar A.  A. ve H.  A."nin  158  ada  2  parsel  sayılı  taşınmaza  davalılar  A.. S. ve İbrahim  H.A."nin  yapılanmak  suretiyle  elattıkları  keşfen  belirlendiği  halde   mahkemece  bu  parseller   bakımından   adı  geçen  kişiler aleyhine  hüküm  kurulması  gerekirken 158  ada  3  sayılı  parsele  elatma  olguları  bulunmayan  A. A.ve İ.  H. A.  hakkında  davanın  kabul edilmiş   olması  isabetsizdir. Diğer  taraftan  158  ada  2  parsel  bakımından  olumlu veya   olumsuz  bir hüküm  kurulmamış   olması da  doğru  olmadığı  gibi, haklarında  dava  kabul edilen  davalılar   B.  S. Halaf  S.,C.S. ve  M.  K."nın  da  avukatlık  ücretinden  sorumlu  tutulmaları  gerekirken   bu  hususunda  gözardı  edilerek  yazılı   olduğu  üzere  hüküm  kurulmuş  olması   isabetsizdir.
    Davacının  bu yönlere  değinen temyiz  itirazları   yerindedir. Kabulüyle  hükmün  HUMK"nun  428. maddesi  gereğince  BOZULMASINA, alınan  peşin harcın temyiz edene geri  verilmesine, 17.2.2010  tarihinde   oybirliğiyle  karar  verildi.