"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İNEBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2009
NUMARASI : 2009/58-2009/186
Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,miras bırakanlarından intikal eden 23.11. 1983 tarih 83 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalan yerin köy yolu olduğu gerekçesi ile tespit dışı bırakıldığını ileri sürerek tapuları kapsamında kalan kısmın iptali ile adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı köy muhtarı, davanın reddini savunmuş,hazine vekili dava konusu yerin kıyı kenar çizgisine yakın olduğunu özel mülkiyete konu olamayacağını savunmuştur.
Mahkemece,dava konusu yerin kadim yol olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar,davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı 23.11.1983 tarih 83 sıra nolu tapusu kapsamında kalan taşınmazın kadastro tespiti esnasında yol olarak tescil harici bırakıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye elverişli olduğunu söylemeye olanak bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere,harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgular dikkate alınarak davacının davada dayandığı tapu kaydının ilk tesisinden itibaren getirilerek mahalline uygulanması, tarafların gösterecekleri tanıkların mahallinde dinlenmesi, bilirkişilerden keşfi izlemeye elverişli krokili rapor alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturmaya dayalı olarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir . Kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 4.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.