"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2010
NUMARASI : 2008/672-2010/48
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu 1640 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki binanın 3 . kattaki dairesini diğer paydaşlardan davalının kiraya vermek suretiyle haksız kullandığını, daireyi kendisinin yaptırdığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesine, dairenin kendisine ait olduğunun tespitine ve 5.770.000.000.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, paydaşı olduğu taşınmazda çekişmeli olan daireyi annesi ile kendisinin yaptırdığını, eski eşi davacının dairenin yapımı ile bir ilgisi olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece; “eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmazda taraflar dışında bir çok paydaş olup, diğer paydaşlar davada yer almadığı, bunlara karşı dava açılmadığı ve davaya katılmaları da sağlanmadığı halde taşınmaz üzerindeki yapının davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi de doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol açıkça belli edilmiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğduğu halde mahkemece, bu usul kuralı göz ardı edilerek, hiçbir araştırma yapılmadan sonuca gidilmiş olması isabetsizdir.
Hal böyle olunca; bozma ilamında değinilen ilkeleri kapsar biçimde soruşturma yapılması, varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, bozma ilamı gereği yerine getirilmeyip noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden davalı yararına nispi vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken maktu avukatlık parasına karar verilmiş olması da doğru değildir.
Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.