Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8069 Esas 2010/8998 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8069 Esas 2010/8998 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2010/8069 Esas 2010/8998 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 1. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2010/8069

KARAR NO : 2010/8998

KARAR TARİHİ : 20.9.2010

1. Hukuk Dairesi         2010/8069 E.  ,  2010/8998 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKÇAABAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/05/2009
    NUMARASI : 2006/166-2009/99

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı, davalılara ait Zeytinlik mh. 140 ada 3 parsel sayılı taşınmazın konumunun Kıyı Kanunu, Yönetmelik ve Anayasa’nın 43. maddesine aykırı olduğunu ileri sürüp idarece tespit edilen kıyı kenar çizgisi uygulanarak, taşınmazın kıyıda kalan kısmının tapusunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı M.davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ise bir savunma getirmemişlerdir.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşme tarihine göre 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava ve birleşen dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup mahkemece 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespiti ile dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Öyleyse , davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
    Ancak, her dava açıldığı tarihdeki koşullara bağlıdır.Bir taraf dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olduğu halde dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulama da kararlılık kazanmıştır.(Baki Kuru, Hukuk Usulü Mahakemeleri 5. Cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21.12.1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12.09.1977, 5445/5655 dipnot 161: 10. HD 24.02.1976, 6296/1297) Bunun yanında, avukatlık ücreti de yargılama giderlerinden sayılır. (04.09.1957 tarih ve 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı) Hal böyle olunca; yapılan uygulama neticesinde dava tarihinde davacı Hazinenin davasında haklı olduğu gözetilerek, yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.