"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2008
NUMARASI : 2007/328-2008/70
Taraflar arasında görülen davada;Davacı, site yönetimi tarafından 5. blok zemin kat 1 nolu bölümün temizlik yapılması karşılığı davalılara sözlü anlaşma ile kiralandığını, 4.3.2005 tarihinden itibaren sözleşmenin feshedildiğini, ancak davalıların anılan taşınmazı haksız olarak kullanmaya devam ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, kira sözleşmesi bulunmadığını, kapıcı olarak siteye alındıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların müdahalesinin haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi .. ... raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, çekişme konusu taşınmazı davalıların haksız olarak kullandıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup,davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar vekilince temyizi üzerine, mahkemece 12.8.2008 tarihli ek karar ile “HUMK nun 427. maddesi uyarınca dava değerinin kesinlik sınırının altında olduğu” gerekçesi ile temyiz isteminin reddine karar verildiği, ek kararın da yasal süresi içinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; HUMK"nun 427/2.maddesinde belirtilen kesinlik sınırının taşınmazın aynına yönelik davalarla ilgili olmadığı, anılan düzenlemenin taşınır (menkul) mal ve alacak davalarında gözetilmesi gerekli bir kural olduğu tartışmasızdır.
Öyleyse, mahkemece ek kararla davalıların temyiz isteğinin reddedilmiş olması doğru değildir.
Bu durumda, davalıların temyizi isteğinin kabulüyle öncelikle mahkemenin 12.8.2008 tarih, 2007/328 esas, 2008/70 Karar sayılı ek kararının ortadan kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava dilekçesinde ecrimisil isteği yönünden dava değeri gösterilmiş ve harç alınmış, davada elatmanın önlenmesi de istenildiği halde, bu istek yönünden bir değer gösterilmemiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK"nun 413 ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur. Harçlar Kanunu, harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32.maddelerinde hükme bağlamıştır.
Hal böyle olunca, dava dilekçesinde elatıldığı iddia edilen yerle ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle keşfen belirlenecek değer üzerinden harcın tamamlatılarak işin esasına girilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.