"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vasisi, mirasbırakan ..."nın 19.09.1998 tarihinde ölümü ardından, 281 ada 20, 23 ve 25 parsel sayılı taşınmazların 31.07.2007 tarihinde ifrazen taksime tabi tutularak mirasbırakanın oğullarından davalılar ...ve ... adına tescil edildiğini, davacının ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/296 Esas sayılı dosyası gereği vesayet altında bulunduğunu ve hukuki ehliyetinin olmadığını, tapu müdürlüğünde ifraz işleminin gerçekleştiği tarihte de hastalığa düçar olduğunu ileri sürüp dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile davacı kısıtlı adına miras payı oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar öncelikle 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, esasa ilişkin olarak da, 11 kardeşin bir araya gelerek taksim işlemi yaptığını ve bu tarihte davacının akli dengesinin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Dairece "...Somut olayda, her ne kadar davacıya ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen rapora istinaden ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/296 Esas sayılı kararı ile vasi tayin edildiği görülse de yukarıda değinilen ilke ve düzenlemeler kapsamında bunun yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Öte yandan, Anayasanın 141/3. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Ne var ki, mahkemece "hak düşürücü süre yönünden açılan davanın reddine" dair hüküm kurulmuş olup, herhangi bir gerekçe yazılmamıştır. Bunun yanında davada, ehliyetsizlik hukuksal sebebine dayanıldığına göre, ehliyetsizlik kamu düzeni ile ilgili olduğundan öncelikle ehliyetsizlik konusunda inceleme yapılması gerekeceği kuşkusuzdur. Mahkemece ehliyetsizlik yönünden de hiçbir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, öncelikle tapu müdürlüğünde işlem yapılan 31.07.2007 tarihi itibariyle davacının medeni haklarını kullanabilir durumda olup olmadığının tespiti açısından davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler, vs. eklenerek Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi Anayasa"nın 141/3 maddesi gözardı edilerek karara gerekçe konulmaması da isabetsizdir" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekillerince temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK"nın 326. maddesinin 1. fıkrasında: “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalılar kendisini bir vekille temsil ettirmesine rağmen davalılar vekili lehine yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükme 5. bent olarak “Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. maddesi gereğince 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,” cümlesinin eklenmesine, davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.