"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
Hüküm : TCK"nın 179/3-2,62. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay gecesi sanığın sevk ve idaresindeki aracı ile seyri sırasında durumundan şüphelenilerek durdurulduğu, aracında yapılan kontrolde 467 gram toz esrar maddesi ele geçirildiği, alınan adli rapora göre sanığın alkolsüz olduğu, sanığın olay günü saat 17.30 sıralarında uyuşturucu kullandığını ve saat 21.15 sıralarında da aracı ile durdurulduğunu beyan ettiği, sanıktan 24.01.2015 tarihinde alınan kan ve idrar örneklerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve UYAP üzerinden temin edilen Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi"nin 17.03.2015 tarihli raporuna göre alınan kan ve idrar numunelerinde aranan maddelerden esrar ve metabolitlerinden olan THC,THC-COOH etken maddesinin bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın uyuşturucu maddenin etkisi altında araç kullanmak suretiyle üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği sabit olduğundan, sanığın mahkumiyetine dair Mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki buna ilişkin görüşe iştirak edilmemiş; tespit edilen uyuşturucu madde itibariyle sanık hakkında kastın yoğunluğu, tehlikenin ağırlığı, suçun işleniş biçimi nazara alınarak TCK"nın 61/1. maddesi uyarınca, temel cezanın alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Güvenlik tedbiri olması nedeniyle kazanılmış hak oluşturmayacağından, sanık hakkında kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı kısa süreli hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53/1 maddesinde yer alan belirli haklardan yoksun bırakılma tedbirinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükme “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nn 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan, aynı Kanun"un 53/2. maddesi gereğince, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun"un 53/3.maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından TCK"nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.