"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK"nın 179/3 yollamasıyla 179/2, 62, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sabıkasız olan ve duruşmaları takip eden sanık hakkında "güvenli bir şekilde araç kullanamayacak olmasına rağmen trafiğe çıkarak sadece kendisi için değil trafikte bulunan tüm yaya ve araçların can ve mal güvenliğini tehlikeye atan sanığın davranışları suça meyilli kişiliği, suç kastının yoğunluğu, olayın oluş biçimi göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmadığından" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, “olayın oluş biçimi ile sadece kendisi için değil trafikte bulunan tüm yaya ve araçların can ve mal güvenliğini tehlikeye atan sanığın sanığın suça meyilli kişiliği suçu işledikten sonra yargılama sürecindeki davranışları ve uyumlu olmayan sosyal ilişkileri nedeniyle sanığın pişmanlık duyduğu ve tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından ve cezanın caydırıcılık ilkesi de göz önünde bulundurularak” şeklindeki dosya kapsamıyla uyumlu olmayan gerekçeyle cezanın ertelenmesine, yine “sanığın dosya kapsamından anlaşılan yargılamadan kaçan ve suça meyilli kişiliği, cezanın caydırıcılık ilkesi ile sanığın olumsuz sosyal kişiliği nazara alınarak yargılama sürecinde pişmanlık duyduğu yönünde olumlu kanaate varılmadığından ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre” şeklindeki dosya kapsamıyla uyumlu olmayan gerekçeyle de TCK’nın 50/1. maddesi uyarınca adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.