"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak-tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalı kiracının kiralananı 14.10.2012 tarihinde terk ettiğini, taşınmaza hasar verdiğini belirterek 4.540 TL tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde, taşınmaza hasar vermediklerini, faydalı imalat yaptıklarını belirterek 8.000 TL alacağın tahsilini istemiştir.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için,bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan(husumetten) reddedilir.
Dosyada mevcut 01.05.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesini kiraya veren Mehmet Köksal mirasçıları adına vekaleten davacı ..., kiracı olarak davalı/birleşen dosyada davacı ... Karaaslan imzalamıştır.
Asıl davada davacının kira sözleşmesini vekaleten imzaladığı, ancak davayı kendi adına açtığı anlaşılmakla asıl davada davacının aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Yine birleşen dava kiraya veren mirasçılar vekili olan ... aleyhine açılmış olmakla, birleşen dosyada da davalının pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece asıl ve birleşen davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.