Önyüklemeyi Kaldır

Yargıtay 5. Ceza Dairesi Kararları

Ana Sayfa - İçtihatlar - Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/5866 Esas 2016/5520 Karar Sayılı İlamı

Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/5866 Esas 2016/5520 Karar Sayılı İlamı

Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/5866 Esas 2016/5520 Karar Sayılı İlamı

DAİRESİ : 5. Ceza Dairesi

ESAS NO : 2014/5866

KARAR NO : 2016/5520

KARAR TARİHİ : 30.05.2016

5. Ceza Dairesi         2014/5866 E.  ,  2016/5520 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Tefecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu gözetildiğinde; dosya içeriği ve UYAP kayıtlarına göre sanık hakkında aynı mahkemece aynı suçtan verilen 15/01/2008 gün ve 2007/335 Esas, 2008/10 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 28/11/2011 gün ve 2010/7693 Esas, 2011/21688 Karar sayılı ilamıyla bozulduğunun anlaşılması karşısında, bu dava dosyasının derdest olması halinde, işbu dava dosyası ile birleştirilme imkanının araştırılması, birleştirilmesine gerek görülmemesi veya karara çıkmış olması halinde ise onaylı örneğinin dosya içerisine alınması suretiyle, suç ve iddianame tarihlerine göre hukuki kesinti bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre sanığın eylemlerinin ayrı ayrı ya da bir bütün halinde zincirleme tefecilik suçunu oluşturabileceği hususu gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    Sanığın değişik zamanlarda kazanç elde etmek amacı ile birden fazla kişiye ödünç para verdiği kabul edilmesine karşın TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
    Anayasa Mahkemesinin TCK"nın 53. maddesinde yer alan bir kısım ibarelerin iptaline ilişkin 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararının değerlendirilmesi lüzumu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Etiketler: