"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 27/12/2018
Esas-Karar No : 2018/641-2018/888
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 134/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 22.11.2016 tarihli ve 2016/579 esas, 2016/807 sayılı kararının 16.12.2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 17.07.2017 tarihinde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlemesi nedeniyle hakkında verilen hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 134/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair anılan Mahkemenin 27.12.2018 tarihli ve 2018/641 esas, 2018/888 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, her ne kadar sanığın özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de, sanığın mağdura ait fotoğrafları aksi ispatlanamayan savunmasına göre mağdurun kullandığı facebook isimli sosyal paylaşım hesabından ele geçirdikten sonra kendi facebook hesabından yayımlaması şeklinde gerçekleşen olayda, fiilin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 136. maddesinde tarif edilen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasıflandırılmasında yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 17.06.2019 tarihli ve 94660652-105-16-5917-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.07.2019 tarihli ve 2019/65921 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 tarihli, 2008/19-2008/31 sayılı kararında vurgulandığı üzere, kanun yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke genelinde uygulama birliğine ulaşılmasını sağlama amacını taşıyan olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olup, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerek olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır. Kanun yararına bozma yoluna temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Nitekim, 14.11.1977 gün, 1977/3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, hükümdeki her türlü hukuka aykırılığın, kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Sanığın sübutu kabul edilen fiilinin, TCK"nın 136/1. madde ve fıkrasında tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasıflandırılmasında yanılgıya düşülerek, TCK"nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulması yönündeki talebin, mahkemelerin delilleri değerlendirmedeki takdiri olup, bu takdirin ancak olağan kanun yolu ile denetiminin mümkün olduğu anlaşılmakla,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli ve 2018/641 esas, 2018/888 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.